VW, Skoda’yı kıskanıyor mu?

Bir anne baba, çocuğunun kazandığı başarıları ve parayı kıskanır mı?

Bazen kıskanır…

‘Ana şirket’ Alman Volkswagen Grubu’yla, sonradan olma öz çocuğu Çek kökenli Skoda arasında -daha doğrusu Çek markanın anavatanında Çek hükümeti, Çek sendikalar, Çek medyası arasında- son dönemde yaşanan gerilim biraz da böyle bir şey.

Volkswagen Grubu, elleriyle büyütüp beslediği, dünya çapında büyük başarılara imza atmasına vesile olduğu ve gurur hanesine yazdığı Skoda’yı, aynı zamanda kardeş marka Volkswagen için nasıl tehdit olarak görebilir?

Kendi başı biraz sıkıntıdaysa; hâlâ emisyon skandalının olumsuz etkileriyle boğuşuyorsa; Almanya’daki fabrikalarında VW’nin bazı modellerinden kaynaklı atıl kapasite sorunu başladıysa; ailenin ve sülalenin diğer fertleri, hatta mahallenin bazı sakinleri hafiften ‘tahrik’ unsuru olarak görev yapmaya başladıysa, görebilir…

1905 yılında kurulan Skoda, 1991 yılında Volkswagen Grubu tarafından satın alınmıştı. Bu 26 yılda Çek markaya adeta yatırım yağdı. Bu yatırımlarda Çek devletinin yatırım teşviklerinin etkisini de unutmamak lazım. Skoda Rusya’da, Hindistan’da ve Çin’de fabrikalar açtı. Ürün gamı genişledi. Markanın tarihinde 20 milyonuncu üretimi ise geçen yaz bir Kodiaq ile geride bırakıldı. 20 milyonluk üretimin 15 milyonu VW zamanında gerçekleşti.

Skoda Kodiaq talebine yetişemiyor.

2013 ile 2016 arasında Skoda’nın operasyonel kârı ikiye katlanarak 1.2 milyar Euro’ya ulaştı. Bu rakamı büyük ölçüde VW ile paylaştığı MQB platformu sayesinde elde etti. Skoda geçen yıl operasyonel kârlılıkta Volkswagen markasını, hatta Audi’yi geçti. Skoda, 2016’da yüzde 8.7 kârlılık yakaladı. VW markasının kârlılığı ise sadece yüzde 1.8’de kaldı.

Özellikle son üç yıldır kesintisiz olarak piyasaya sunduğu modellerle takdir edilesi bir performansa imza atan Skoda’nın başarı silsilesi, SUV modelleri Kodiaq ve ardından da Karoq ile devam ediyor. Hatta alınan siparişlere bakılırsa, bu iki modelin markanın yükselen imajında yeni bir kilometre taşı olması bekleniyor.

Almanlar şimdi ‘Bizim yaptığımız yatırımlar, sağladığımız know-how, teknoloji sayesinde elde edilen bu başarıdan Almanya’daki ailemiz, sülalemiz, mahalle sakinlerimiz de faydalansın’ havasında. Grup neredeyse, Skoda’nın Almanya’ya nazaran düşük işgücü maliyetlerinin etkisiyle yüksek verimliliğini, tüketiciler ve medya nezdindeki olumlu imajını kıskanma noktasında.

Almanya tarafı, Çek Cumhuriyeti’nde üretilen bazı modellerin üretimlerinin bir kısmının Volkswagen’in Almanya’daki fabrikalarına transfer edilmesini istiyor. Çünkü Skoda fabrikaları “full” çalışırken, Volkswagen’in Almanya’daki bazı fabrikaları üretim kapasitelerini dolduramıyor.

VW fabrikaları elektrikli otomobil üretimine yöneliyor.

Kodiaq ve Karoq’un gördüğü büyük ilgi, bu iki modelde Çek Cumhuriyeti’nde üretim kapasitesinin 120 bin olması, siparişlerin ise 200 bine dayanması üretim transferi için Almanya tarafına argüman sağlıyor. Skoda’nın işgücü bulma konusunda sıkıntı yaşaması da bu argümanı kuvvetlendiriyor.

Ayrıca Skoda’nın grubun kullandığı ortak teknolojiler için artık daha fazla para harcaması, böylece grubun diğer markalarıyla -özellikle Volkswagen markasıyla-arasındaki rekabet koşullarının eşitlenmesi isteniyor.

Alman teknolojisine ucuz işgücü

Madalyonun öbür yüzünde ise Skoda’nın ana vatanında Almanya’ya göre sağladığı düşük maliyet, dolayısıyla büyük verimlilik var. Çek marka, bir anlamda Alman teknolojisini ucuz işgücüyle üretiyor.

Çek hükümeti, sendikalar ve basın son duruma çok tepkili. Almanları anlamakta güçlük çekiyorlar. Çek hükümetinin otomobil üretimi için zaten büyük teşvikler verdiğini, bu teşviklerin bugüne kadar teknoloji geliştirmeye değil üretime aktarıldığına dikkat çekiyorlar.

Düşük işgücü maliyeti bugüne kadar Volkswagen’in işine geliyordu. Çünkü bu sayede Almanya’daki yüksek iş gücü maliyetini göğüslemek zorunda kalmıyordu.

Peki ne oldu da değişti bu tavır? Hem de Skoda’nın düşük maliyet avantajı devam ederken…

Volkswagen, Skoda, diğer grup markaları, yöneticiler, bürokrasi, Çek ve Alman sendikalar, çalışanlar…

Her biri kendi tarafına yontmaya çalışıyor.

Her biri gerilimi önlemek bir yana, yangına körükle gidiyor.

Anahtar kelime ise haksız rekabet…

VW’in dizel skandalı sonrasında yaşadığı sıkıntılar malum. Bir yandan da Alman sendikalar bastırıyor. Skoda’nın düşük maaş nedeniyle markalar arasında haksız rekabet oluşturduğunu, bundan da en fazla Volkswagen markasının etkilendiğini savunuyorlar. Almanya ve Çek Cumhuriyeti arasındaki ücret skalasındaki farkın grup markaları arasında rekabet dengesini bozacağına işaret ediyor. Fark çok yüksek. Şöyle ki, Çek Cumhuriyeti’nde saat başı ücret 10.10 Euro iken, bu rakam Almanya’da 38.70 Euro’ya kadar ulaşıyor.

Gerilimin sonuca bağlanması için 17 Kasım’ı beklemek gerekiyor.

Zira bu tarihte grubun yıllık yatırım bütçeleri görüşülecek ve düğüm büyük ihtimalle çözülecek.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.