Plakanız ortadan vidalı olmasın

‘Muamele’ kelimesinden hiç hazzettem. Sadece neden olduğu çağrışımlar için değil, fonetiği de kötüdür. Kulağa hiç hoş gelmez. Bir de ‘muayene’ kelimesi var. Onun da fonetiği hiç hoş değildir. Bu iki sevmediğim kelimeyi geçen hafta aynı cümle içinde defalarca kullanmak zorunda kaldım. Araç muayenesi ve araç muayene işlerini senin adına yürüten kişi olan muameleci anlamında… Bu arada maceranın sonunda araç muayene plaka konusunun öneminin nereden kaynaklandığına, OGS, HGS bağlantısına döneceğim.

Herkesin hayatta, hiçbir zaman, hiçbir şekilde yapamayacağını, yan yana anılmayacağını düşündüğü işler vardır. Araç muayenesini bizzat yaptırmak da o işlerden biriydi benim için.

Sadece benim için değil, yakın çevremdeki herkes için. Ama bu sefer bir şeyler dürttü, makus talihimizi yenmek istedim (!)…

‘Ne vericez şimdi muameleciye 100-150 lira’ diye düşündüm. Hem hayatın bir yanını daha teoriden çıkarıp, pratik bilgilerimiz arasına eklemiş oluruz.

Çok lazımdı sanki… Bir şeyi de öğrenme. Ama olsun, iyi ki de öyle düşünmüşüm. Hayatımın tabularından birini yıktım.

Araç muayene incelikleri

Amerika’yı yeniden keşfetmek gibi

Evet  abartıyorum belki, ama gerçekten de benim için Amerika’yı yeniden keşfetmek gibi bir şey bu.

‘Maddi gücünün yetebildiği ve makul fiyatlandırılmış her hizmeti bir başkası senin için yapıyorsa, o hizmeti satın almalısın’ kafasındaki sevgili eşim de ısrarlarıma fazla dayanamadı, ama tehdidi de savurdu:

“Oraya gidince hiçbir şeye karışmam, madem istedin, her şeyi kendin halledersin.”

Oraya gidince dayanamayıp bu ‘erkek’ işinde inisiyatifi ele alacağından yüzde yüz emin olarak ‘Tamam’ dedim.

Öyle de oldu.

Evimize yakın olduğu için TÜVTÜRK Mimarsinan şubesine gittik.

İlk anda eski Topkapı Otogarı havası ‘bende pişmanlık ve kaçma hissi’ uyandırsa da itiraf ediyorum önyargılı bir ilk izlenimdi bu. Çünkü bu izlenimi oluşturan muayene istasyonu değil, istasyonun çevresiydi…

-Önemli bir dip not: Tuvaletler temiz, kafeterya iş görür nitelikteydi. –

Sonrası tıkır tıkır işledi.

Personel nazik…

‘Erkek işi’ demiştim değil mi? Muayene alanındaki erkek nüfusunun ezici çoğunluğuna rağmen artık hiç de sadece erkek işi değilmiş. O kadar çok kadın sürücü vardı ki bizzat muayeneye gelen.

13.30 randevumuz için 50 dakika kadar erken gitmiştik. Kayıt numarası aldığımızda, ilk işlemleri yaptırmak için önümüzdekilerle aramızda neredeyse 200 kişi vardı.

Mümkün değil yetişmez diye söylenirken, yarım saat sonunda numaratör bizim numarayı gösteriyordu. Mucize gibi bir algoritma… Bilimsel bir açıklaması vardır değil mi (!)…

Sonrasında her işlem için çağırıyorlar…

Servisten yeni çıkmış arabamızda sorun çıkmasını beklemiyorduk ama yine de her bürokratik işlemle genlerimizde olan ‘acaba bir sorun çıkar mı’ duygusundan kurtulamıyorsunuz işte.

Zincir, çekme halatı aranmıyor, yürüyen aksama bakılıyor

3-5 yıl önce zincir, çekme halatı gibi malzemelerin yokluğu geri çevirme nedeniyken artık ‘hafif kusur’ olarak bile görülmüyor. Yürüyen aksamın kontrolü olayın merkezinde. Çok yerinde olmuş bu…

Neyse ki korktuğumuz başımıza gelmedi. Söylendiği gibi iki saat içinde her şey halloldu.

Amerika’yı yeniden keşfetmiştik.

Gelelim başlıktaki vida meselesine…

Bizden önceki aracın başına gelmişti. Plakası ortadan vidalı olduğu için muayeneden geçememiş, plakayı değiştirtip geri gelmiş. Gerekçe, OGS, HGS gibi sistemler plakayı doğru okuyamıyor bu da karışıklıklara, büyük cezalara neden oluyormuş…

Yaklaşık bir yıldır varmış bu uygulama…

Duymamıştım, öğrenmiş oldum…

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.