Televizyon ve gazetelerden eksik olmayan bir haber varsa o da yanan otomobiller. İlgili editörlerin bu haberlerin altına hemen eklediği soru ise “Yanan araba LPG’li miydi?” sorusu oluyor.
Yakıt fiyatlarının alıp başını gittiği ve gerilemeye niyeti olmadığı günümüz koşullarında, daha ekonomik yolculuklar için LPG’yi yakıt olarak tercih edenleri neler bekliyor?
LPG yakıtlı araçları kullanırken, yaşadığımız tehlikeleri biliyor muyuz? Daha doğrusu LPG yanan araçlardaki esas suçlu mu?
İçinde en sevdiklerimizi taşıdığımız bu araçlarda hepimiz ne kadar güvendeyiz?
Kafaların bir kez daha karıştığı bu noktada konuya açıklık getirecek bir yazıya dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Hemen belirtelim: Lpg yakıt sistemi otomobilimize monte edildikten bir süre sonra bazı sorunlar yaşatmaya başlayabilir. Arabanızın marka ve modeline bağlı olarak 10 bin ile 50 bin km aralığında karşısınıza bazı problemler çıkacaktır.
Bir kullanıcı olarak yaşayacağınız sorunların başında arabanızın gücünün azalması, kendi kendine stop etmesi olacaktır. Egzozdan beyaz duman çıkmaya başlaması sorunların habercisi olarak, ilk belirtidir.
Özellikle 2000 yılından sonra otomobillerin motor teknolojisi ve mühendisliği büyük bir hızla gelişmeye başladı. Motorlar artık daha hafif. Motor parçaları daha hafif. Bu geliştirmeler sonucunda motorlar daha küçük hacimlerden, daha büyük güçler çıkarabiliyor.
Avrupa, Amerika ve Uzak Doğu’da yakıt fiyatlarının ülkemizden çok daha makul olması sebebiyle otomobil markaları LPG ile çalışan yada LPGye uyumlu motorlar üzerinde pek fazla geliştirme çalışması yapmıyorlar.
Bu konuda bildiğimiz en önemli çalışmayı Honda yapmıştı. Türkiye’de ürettiği Civic Sedan modeline fabrika çıkışlı LPG seçeneği eklemişti. Bu ürün için çalışma Japonya’daki Ar-Ge merkezinde yapılmış ve Civic Sedan satışlarının yüzde 80’i bu motorla gerçekleşmeye başlamıştı. Bu nedenle dönemin Honda Türkiye Başkanı’na da “Mr. LPG” lakabı takılmıştı.
Sorun bu tür özel çalışmalarla ortaya çıkan modellerde değil, ithal edilip de Türkiye’de sonradan projelendirilen araçlarda karşımıza çıkıyor.
İlk sorun supaplarda başlar
Benzin ile çalışacak şekilde tasarlanmış olan bu parçalar LPG ile çalıştıklarında, benzinin soğutma işlevinden mahrum kalarak, kuru çalışıyor ve çok hızlı aşınarak arabanıza büyük zararlar verebiliyorlar.
Sanayi deyimiyle “arabaya kapak yapılacak” denildiğinde, işte bu supapların değişmesi gerektiğini anlamanız gerekiyor. LPG yakıt, kuru olması nedeniyle motor supaplarını harap etmiş demektir.
Motor üst kapak bölümü içinde konumlanan supapların görevi; yakıt ile birlikte yanmak üzere motorunuza girecek havanın miktarını belirlemek ve yanmış gazları tahliye etmektir.
LPG kullanımına bağlı olarak hasar gören, yanan veya aşınan supaplar, aracınızın olması gerekenden daha fazla veya az hava alması sonucuna yol açar. Bu da sürüş sırasında yolda motorun stop etmesine ve aracın çekişinin düşmesine sebep olur.
Aracınızı LPG’li kullanmaya devam edecekseniz, orijinal supap yerine daha yüksek dayanımlı ve ısıya daha dirençli supapları tercih etmeniz gerekiyor. Bu malzeme çeşidine “forged” adı veriliyor.
Titanyum gibi çok sağlam alaşımlardan imal edilmiş bu malzemeleri kullanarak bu sorunların önüne geçebilirsiniz.
Uyumlu mu yoksa değil mi?
Supaplarla yaşayacağınız bu sorunu satın aldığınız 0 kilometre yeni otomobilinizde yaşamamak için üreticinin LPG konusundaki önerisini mutlaka dikkate almalısınız.
(Lpg uyumlu bazı markalar, modellerinin satışında fabrika çıkışı LPG’li olarak satılıyor.)
LPG kullanımı sebebi ile yanan veya hasar gören bu parçaların önüne geçmek için bazı LPG firmaları harici yağlama sistemleri kullanıyorlar. Ancak bunların sonuçları veya ömürleri hala tartışma konusu.
Size en büyük önerim, karar vermeden önce mutlaka aracınıza taktıracağınız LPG sistemi markasının kasko / sigorta yapıp yapmadığını kontrol etmenizdir.
Bu ne demektir ?
LPG sistemi markalarının bazıları belli bir bedel karşılığında motorunuzu garanti kapsamına alır ve LPG’ye bağlı oluşabilecek hasarlarınızı tazmin eder. Bu şekilde aracınızın motoru LPG kullanımına bağlı olarak zarar görürse, bu zarara ait tüm masraflar montaj firması tarafından karşılanır.
Yakıt fiyatlarının alıp başını gittiği günümüzde, ekonomik tüketim adına standart dışı malzeme, işçilik ve sistemlerle kendinizin, en sevdiklerinizin ve aracınızın güvenliğini tehlikeye atmayın. Üç kuruş kazanacağım derken, daha büyük masraflar karşınıza çıkmasın. Üstüne üstlük bir de aracınızdan olmayın.
Hepinize keyifli, güvenli ve ekonomik sürüşler diliyoruz.
