Kiralıyoruz – Uluğ Aktunç

İstatistik çok şey anlatır. Her geçen yıl büyüyen oto kiralama sektörüne bir bakalım istedim. Sektörün oyuncularını temsil eden TOKKDER (Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği) bir “Operasyonel Kiralama Sektör Raporu” yayınladı. Bakalım rapor bize neler anlatıyor?

“Türkiye’de 2017 yılında gerçekleşen yeni otomobil satışları, 2016 yılına göre yüzde 4,5 oranında azalırken (Kaynak: ODD) aynı dönemde Türkiye operasyonel kiralama sektörünün filosundaki araç sayısı yüzde 10,6 artarak 365 bin 782 adede ulaştı.

2017 yılında 13 milyar 854 milyon TL tutarında yeni araç yatırımı yaparak Türkiye’de bu dönemde satılan yeni otomobillerin yaklaşık yüzde 20’sini filosuna katan operasyonel kiralama sektörünün aktif büyüklüğü ise 29 milyar TL’yi aştı.

Öte yandan operasyonel araç kiralama sektörü ülke ekonomisine yaptığı katkıyı sürdürerek, 2017 yılında yaklaşık 7 milyar 117 milyon TL vergi (KDV+MTV+ÖTV) ödedi. Renault, Türkiye operasyonel kiralama sektörünün araç parkında en çok tercih edilen marka olmayı sürdürürken, Volkswagen, Fiat ve Ford takipçisi oldular.

Sektörün araç parkının yarısından fazlası yüzde 51,4 ile C segmenti araçlardan oluşurken, B segmenti  araçlar yüzde 27, D segmenti araçlar ise yüzde 13,4 pay aldı. Sektörün araç parkının yüzde 94,5’i dizel araçlardan oluşurken, manuel vites araçlar yüzde 51,9 pay aldılar.”

Yani…

100 adet otomobil satılıyorsa bunun 20’si filo satışı. Bunun anlamı ne?

Adetler her geçen yıl artış halinde.

  • 2015 yılında 42.634,
  • 2016 yılında 56.701,
  • 2017 yılında da 64.181 müşteri oto kiralama yapmış.

Distribütör ve üreticiler için kiralama firmaları daha da önem kazanıyor, adetin artışıyla daha ihtiyaç spesifik, isteğe göre ürün üretilebilme durumları ortaya çıkıyor.

Operasyonel kiralama otomotiv sektörünün önemli paydaşlarından, satış alanlarından biri haline geliyor ve gelişimi sürekli olacak gibi anlaşılıyor.

Buna göre filonun bıraktığı kâr hep azdır

Kiralama işinin otomotivciye bıraktığı kâr hep azdır. Ancak bunca yıllık sektörel bilgime dayanarak ifade etmeliyim ki, kiralanan araçlar garanti süreleri ve kullanımları döneminde mutlaka yetkili – anlaşmalı servislere götürüleceğinden periyodik bakım, yedek parça satışları ve diğer hizmetlerle bu kârsızlık azaltılabilir, adetler de sürekli artış eğiliminde olduğu için kiralama işi daha sürdürülebilir bir hal alabilir.

Burada operasyonel kiralama şirketlerine de önemli bir görev düşüyor tabii, bu araçları kullananların sırtından bir çok yükü çekip almak. İşin kiralaması ardından “hizmet” kısmı önemli, periyodik bakım, yaz – kış lastiği değişimi, kaza durumunda ikame araç temini gibi.

Otomobilleri kullananların araçları servis alanlarına götürüp bekleyecek zamanları yok örneğin, mesaisi yetmiyor ki adama, bir de gidip serviste beklesin. Çoğu firmada bu işi onlar adına yapacak insan da istihdam edilmiyor.

Dolayısıyla bu tür hizmetleri operasyonel kiralama firmalarının sağlaması, sorun çözebilme kapasiteli personelle desteklemeleri uygun olacaktır. Onlarca firma arasından ayrışmak adına bazı farklılıklar ortaya koymaları, hizmet seviyelerini daha üste çıkartmaları kendileri için de fayda sağlar.

Çok kullanılan söylemle hem distribütörler hem de kiralama firmaları “win – win” çözümleriyle tüketiciyi de sürekli mutlu edecek ve sektör istikrarlı büyümesini sürdürecektir.

Filodan ikinci ele çıkan araçlar meselesi

Burada hiç atlanmaması gereken bir alan da filodan çıkan araçların ikinci el olarak değerlendirilmesi. İkinci el pazarında önemli bir yeri olan kiralama firmaları, özellikle yaz mevsimi, bayram önceleri bu araçları güzel kampanyalarla perakende müşterilerine sunabilir.

Kendisine zaten para kazandıran bir otomobili ikinci elde bir miktar daha uygun fiyatla tüketiciyle buluşturabilirlerse hem kendileri hem de aracın yeni sahibi mutlu olacaktır. Bunlar tabii ki yapılıyor ama güzel tanıtımlarla bir bayram havasında örneğin ABD’de önemli yeri olan sosyal bir olgu “Garage Sale” havasına girebilir, alan satan ikinci el garantili araçlardan mutlu olur.

Burada benim artış beklediğim bir alan da ticari araçlar. Şimdilik oldukça sınırlı görünüyor ancak hafif ve ağır ticari araçlar da dahil oldukça potansiyel taşıdığını düşünüyorum. Bu konunun biraz daha detaylı ele alınması gerek sanki, ticari araç kullanıcılarının ihtiyaçları anlaşılıp doğru değerlendirildiğinde kesinlikle yeni iş yaratacaktır kiralama firmlarına.

Operasyonel kiralama sektörünün otomotiv sektörüyle el ele, birbirlerinin uzmanlık alanlarından daha da çok faydalanacakları, birlikte büyümeli nice yıllar dilerim…

ULUĞ AKTUNÇ

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.