Otomotivde Endüstri 4.0 Peki 1.0 ne zaman başladı?

Endüstri 4.0…

Tekerleği icat etti insan önce, taşlarını, öte berisini daha kolay taşıyacaktı onunla, aklını çalıştırdı… Ama aklının çalışması durmuyordu ki, yüzlerce, binlerce yıl gelişti her şey. Hayvanların çektiği arabalardan sonra tek zamanlı, çok zamanlı motorlu, aktarma organlı otomobil denen güzel ürün ortaya çıktı. Ticaret de önemliydi, otobüs, kamyon, kamyonet derken dünyanın en katma değer yaratan ve birçok sektörü içine aldığı için en kıymetli sektörlerden biri olan otomotiv dünya ekonomisindeki en önemli yerlerden birine el koydu. Birçok farklı sektöre kaynak sağlayan sektör dünya ekonomisinde çarpan etkisi yarattı, halen de yaratmaktadır.

İşler ne zaman değişmeye başladı?

Nedir bu Endüstri 4.0 peki? İlk endüstri devrimi 18. yüzyılın sonunda su ve buhar enerjili üretim tesislerinin devreye alınmasıyla başladı, bu Endüstri 1.0 idi. Endüstri 2.0 ise 20. yüzyılın başına denk geliyor, burada elektrik enerjisi kullanan kitlesel üretim ortaya çıkmıştı. Endüstri 3.0 ile 1970’lerde imalatın otomasyonunu geliştiren elektronik ve bilgi teknolojileri devredeydi.

2010’larda söz edilmeye başlanan Endüstri 4.0 ile de artık siber fiziksel sistemlere dayalı üretimle, üretmek işi sadece emek yoğundan yavaş yavaş çıkıp robotize olmuyor, akıllı teknolojilerle fabrikalar birbirine bağlanıyor, ürünlerin sıfırdan gelişim süreçleri de kısalıyor. Bir mühendis dünyanın herhangi bir yerinden geliştirdiği ürüne ilişkin bilgileri takip edebiliyor, müşteri taleplerine daha hızlı yanıt verebiliyor. Bilişim iyice işin içine girdiğinden üretim sistemleri de buna göre yeniden ayarlanıyor. Örneğin üretim süreçleri daha şeffaf olarak ortaya konabileceğinden çok fazla miktarda ara ürün stoklamak zorunda kalınmıyor. Mesela otomotivde üretim sistemine dışarıdan entegre olan lastikçi lastiğini, akücü aküsünü, bataryacı bataryasını, enjektörcü enjektörünü tam zamanında fabrikaya iletebiliyor. Bu, hızı ve zamanında parça sıkıntısı yaşamadan üretimi sağlıyor.

Sendikalar, emek kutsaldır, işçiler?

İşçi sınıfı olmazsa üretim yoktur, üretim yoksa emeğin ortaya koyacağı ve paraya dönüştüreceği mal yoktur, kapital sahibi pazara ürün sunamayacak, para kazanamayacaktır. Öyleydi eskiden tabii ama artık Endüstri 4.0 ile bence de kutsal olan emeğin ve buna bağlı tüm bileşenlerin ağırlıkları farklılaşacaktır. Tabii ki bunların tamamen ortadan kalkması şimdilik pek de mümkün görünmemektedir. Ancak çok da uzun yıllar almayacak bir gelecekte daha da robotize olacak, bunları bilişimin gücüyle birbirine entegre edecek sanayi sistemiyle giderek sayıları azalacak olan işçiler ve onların haklarını korumaya çalışan sendikaların durumları yeniden ele alınacaktır. Bu durum kaçınılmaz ve bunların önemi de eskiye kıyasla azalma yönünde olacak gibi görünüyor. Dolayısıyla eski alışkanlıklar da tarih olacaktır.

Araçlar otonom oluyor, fabrikalar olmaz mı?

Kendi kendini park eden, yolda kendi kendine giden, bir tehlike sezdiğinde idareyi ele alan araçlar günümüzde var artık. Araçları kendi kendine park eden otopark da var. Kendi kendine üreten fabrika da olacaktır elbet. Tüm bu işlerin genel kontrolü insanda şimdilik ama kim her şeyin kontrolünün daima insanda kalacağını iddia edebilir ki? Yapay zeka gün geçtikçe gelişiyor, öğreniyor, sorulara yanıt veriyor, çözüm önerilerinde bulunuyor. Robot Sophia’yı gördünüz mü, röportaj yapıldı kendisiyle mesela. Suudi Arabistan da vatandaşlık verdi hanımefendiye! Soruya soruyla cevap verebiliyor, espri anlayışı var. Kendisiyle konuşan muhabire şu cümleyi kurabiliyor, “şu anda sen benden zeki olabilirsin ama ben sürekli öğreniyorum!”. Yani “az bekle, ben geçeceğim seni ey insanoğlu” diyor. Yirmibirinci yüzyıl Endüstri 4.0 ile çok farklı yönlere gidiyor, hem gideceği bu yönleri öngörmeli, bundan faydalanmalı, hem de ifrat ile tefritin verebileceği zararlardan sakınmalıyız. Doğru bir dengeyle devam etmek en iyisi olacaktır sanırım…    

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.