30 bin liralık indirim bile heyecan vermiyor

Piyasada -bugünün ekonomi koşullarında- nadir de olsa düzenlenen satış kampanyalarından hiç birine göz ucuyla bile bakmadığımız acayip bir dönem… 

Ne hurda teşviğine ne de özel kampanyalara… 

Nasıl bakabiliriz ki!

10 bin lira, 20 bin lira, hatta 30 bin lira indirim yapılsa ne yazar! 

Suya yazı yazmak gibi… 

Otomobillerin fiyatları, finansman koşulları ortalama bir müşterinin satın alabileceği seviyeyi çoktan aştı, neredeyse arşa değdi. 

Otomotiv firmaları, ancak orta sınıf bir otomobil satın alabilecek kadar gücü olana, sanki Bugatti satmaya çalışıyormuş gibi gerçeküstü bir ortama doğru tam gaz ilerliyor…

Biz tüketiciler de, neredeyse her otomobile Bugatti fiyatına sahipmiş muamelesi yapmaya başladık zaten… 

Bugünlerde herhangi bir showroom’un görüntüsü, tüm sektörün ruh halinin bir yansıması gibi. Cıvıl cıvıl yetkili satıcılar, yerini büyük bir sessizliğe bırakmış durumda. Her zaman tanıtım ve kampanya afişleri sallanan showroom’ların dış cepheleri hiç bu kadar boş olmamıştı… 

Evde biri var sanılsın diye bir lambası açık bırakılan evler gibi…  

Elbette ki her kriz döneminde olduğu gibi bu dönem de kendi marjinal müşterisini yaratacaktır… 

O marjinallerin önemli bir kısmı da büyük ihtimal devlet katında çalışanlar olacaktır. Çünkü hâlâ devlet en garantili kazanç alanı… Ha bir de döviz yatırımlarında doğru pozisyon alanlar (!)… 

Gelecek ne gösterir peki?

‘Fiyatların daha da yükselmesi bekleniyor’ demek yanlış olur. Çünkü beklenmiyor, kesin yükselecek… 

Tüketici ikinci ele yönelmiş durumda. 

Bu neye yol açacak?

Bildiniz; ikinci elde de fiyatlar tavan yapacak.

Filo şirketleri zaten bitmiş vaziyette.

Pazar 1 milyonda tutunamadı

Yıl sonu toplam pazar beklentisi 600 binlere geriledi.

Yani pazar binbir zahmetle ulaşılan 1 milyon bandında tutunamadı… 

En önemlisi Ankara’dan randevu alamadığı konuşulan meslek örgütleri… 

Ve bu sonuncudan çok daha önemlisi, durumu, sessiz sedasız kabullenme… 

Bu arada meslek örgütlerinden birinin adını, hatta ikisinin başkanının adı bi an aklıma gelmedi… 

Bu benim eksikliğim büyük ölçüde…

Ama en çok da sektörün…

Bu sessiz sedasız olma durumu bugüne ait bir durum değil yani…

İsimleri bile unutturacak kadar eskiye gidiyor… 

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.