​Siz otomobile ne diyordunuz? Volkan Akı

Google insansız otomobil yaptı! deyince, Google’ın ne şirketi olduğunu düşünüyoruz.

Şimdilerde bu sorunun yanıtını vermek giderek zorlaşıyor. Gelişim hızı, teknolojinin vardığı nokta sektörleri de içiçe geçmiş daireler haline getiriyor. Hepsinde kesişim noktasını teknoloji oluşturuyor.

Otomobil dediğinizde de aslında trendlerin çok hızlı değiştiğini görüyorsunuz. Bunlar hem pazar değişimleri, hem model değişimleri, hem tüketici beklentilerini kapsıyor.

“Google’ın bugün yaptığına tam olarak otomobil denebilir mi? Bu tanıma bağlı biraz… Ama görüyoruz ki ilgi var. Tabii endüstriyi de ileriye götürecek unsurları var. Google’ın yaptığı ya da bu konuda çalışanların yaptığı, daha hafif daha basit belki küçük araçlar olacak, peki siz onları isteyecek misiniz? Tüketicinin gerçekten istediği bu mu? Bunun tanımını tam olarak ortaya koyabilmiş değiller. Fakat tüm bunlar önümüzdeki 3-5 yıl içinde trend olarak önümüze çıkacak” Ne yaptığı çok net bir şirket olan Mercedes’in Türkiye Otomobil Grubu Pazarlama ve Satış Müdürü Şükrü Bekdikhan böyle yorumluyor bu gelişmeleri.



Verimlilik ve kullanılacak enerji

Bekdikhan ana trend olarak ise iki ana konuyu söylüyor:

Doğanın korunmasını da kapsayan verimlilik ve hangi ürünle araçların hareket ettirileceği… Elektrik mi, hibrit mi yoksa fuel cell denen sistemler mi?

Bekdikhan,”Bunlardan hangisinin önümüzdeki dönemlerde baskın olacağını bilemiyoruz” diyor.

Her ülkenin burada farklı stratejiler içinde olması, aslında belirsizliği artırıyor. Örneğin Hollanda, elektrikli otomobiller konusunda önemli teşvikler veriyor. Oysa aynı yapı bir ABD’ye gittiğinizde ayın düzeyde değil.

Tabii diğer tarafta dijital devrimden otomobil teknolojileri de etkileniyor.

Çünkü tüketici talepleri de üreticileri o yönde yönlendiriyor. Bugün aracımızdaki internet bağlantısı doğal hale gelmeye başlıyor. Tüketici, bilgisayarla, telefonla yaptığı etkileşimi otomobille de gerçekleştirmek istiyor.

Türkiye’ye fırsat çıkar mı?

Türkiye ise tüm bu gündemlerin dışında kalıyor. Peki dünyada bu paradigma değişimlerinden yararlanarak üretimde, teknolojide bir şans yakalayabilir mi?

“İmkansız yok ama kolay da değil… Bunun için bir stratejiniz olmalı. Bu bir sanayi ya da gelişim stratejisi olabilir. Bugün iyi niyetli bir stratejimiz var. Ancak bugün Türkiye’nin bir numaralı sektörünün ileriye dönük bir gelişim strateji yok diyebiliriz. Esas eksiklik koordineli bir çalışma biçimidir. Yoksa ihtiyaçlar pek çok yerde ortaya konmuştur. Bunun sonucu bir yerli marka da olabilir bir yerli üretim de olabilir. Ama genel hedef endüstrinin gelişmesi hedefidir. Türkiye’nin üretim yelpazesini bu konuda nitelikli ve katmadeğerli ürünlere doğru çevirmemiz gerekiyor. “ Şükrü Bekdikhan, Türkiye’nin mevcut değişimdeki şansının, ya da şansı yakalamasının yolunu böyle tarif ediyor.

Mercedes gençleşerek yükseliyor

Tüm dünyada Mercedes’in yükselişi de dikkat çekiyor. Mercedes Otomobil Grubu Pazarlama ve Satış Türkiye Müdürü Şükrü Bekdikhan bu yüselişi daha genç bir kitleye odaklanmaya bağlıyor. Bekdikhan, “Son üç yılda atılım sıçrama daha net gözüküyor. Özellikle yeni jenarasyon kompakt modellerin devreye girmesiyle bu daha net ortaya çıktı… Burda neleri sayabiliriz: A serisi, CLA serisi, GLA ve B serisi modellerimiz bizim bu segementteki ürünler. Ürünler dizayn itibariyle genç jenerasyonlara hitap ediyor. Dizany dili daha çekici hale geldi. Spor gibi moda gibi sponsorluklarla bu daha da genişliyor. Yaş olarak, 50-55’lik bir hedef kitleden bahsederken.. Yeni ürenlerle sınırlar 40-42’ye kadar inebilmiş durumda. Bu da satışlara olumlu yansıdı ve toplam üretim tüm dünyada, 1 milyon 100 binden, 1 milyon 600 bine ulaştı. “

Volkan Akı

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.