NİŞANTAŞI MOTOSİKLETİ: Yeni Honda CB125R

Geçen hafta Honda’nın yeni CB 125R test sürüşü için Portekiz’e davetliydim. Portekiz aramızdaki 3 saatlik zaman farkı ve 5 saate çok yakın uçak yolculuğuyla Lizbon’a ulaştık. Önce bulutlu ve 18 derecelik bir hava yüzümüzü güldürdü. Ama iki saat sonra başlayan yağmur giderek fırtınaya döndü. Yağmur nedeniyle programdaki gece sürüşü iptal edildi. Sabahın ilk saatleri bizi bekliyordu. Önce hemen belirteyim; Avrupa’daki ilk  sürüşlerini gerçekleştireceğimiz yeni CB modeli tam bir Nişantaşı motosikleti. Şık, sportif, farklı. Küçük hacimde premium bir motosiklet. Ayrı bir tat verecek CB125R test sürüşü… Her ne kadar biz Lizbon Rossio Meydanı’nda bir süre turladıysak da o Nişantaşı, Bağdat Caddesi gibi kahvelerin s ıralandığı cool caddelerin cool naked bike’ı olmaya aday.
Honda CB125R Geliştirici Ekibin başındaki Yuzura Ishikawa ve ekibiyle Portekiz’deki test sürüşlerinde buluştuk.
Sabah olduğunda yağmur devam ediyordu ama rüzgar hafiflemişti. Motosiklet giysilerimizin üzerine yağmurluklarımızı giyerek yola koyulduk.
Lizbon trafiğinde tüm trafik kurallarına saygılı sürücülerin arasından filtreleyerek, ilk testlerimize başladık. Lizbonlu araç sürücüleri şaşırtıcı derecede kurallara uygun araç kullanıyorlardı. İşte benim buna alışmam gerekiyordu. Bir gün yolunuz düşerde motosikletle Lizbon trafiğe çıkarsanız muhtemelen sizin de bu sakin saygıya alışmanız gerekebilir.
Motosiklet sürücülerini kimse rahatsız etmiyor
Portekiz’de motosiklet kullanmak alışkanlık gerektiriyor. Niye dediğinizi duyar gibiyim. Türkiye’de bir motosiklet sürücüsü olarak dört bir yandan ve hatta tepeden bile bir aracın veya yayanın kuralsız ve beklenmedik şekilde fırlayabileceğini hesaba katarak, kontrollü gidiş modunda yol alan bir sürücüyüm. Motosikleti sürerken göz, kulak, allah ne verdiyse radar sensörlerime dönüşür. Portekiz’de buna gerek yok desem yalan olmaz ama işte buna alışmak gerekiyor “akabilmek” için.
Honda’nın çok deneyimli öncüleri ise altlarındaki Africa Twin’lerin de etkisiyle adeta “yardırıyorlardı”. Uluslararası basın etkinliğinde birlikte yer aldığımız Fransız ve Yunanlı gazeteciler de uyumluydular ekibe. Çünkü onlar da aynı sürüş kültürünün egemen olduğu bir yol kondisyonundan besleniyorlar.
Bense hala kendimi Istanbul’da trafiğinde sanıyordum. Hiç bir sürücü beni sıkıştırmıyor, yayalar yola atlamıyor, yaya geçitlerini tercih ediyordu ısrarla. Neyse bir süre sonra rahatladım. Yağmur kesintisiz yağıyordu.
Yağıyordu yağmasına ama biz sadece ıslanıyorduk. Yağmur suları akıyordu kaskımdan, montumdan, pantolon ve çizmelerimden. Ama tek bir çamur bile yoktu. Adeta yıkanıyorduk duru bir yağmur altında.
Yol izlenimleri: Islandık ama çamurlanmadık. Lizbon şehir içinde kentin iki yakasını birbirine bağlayan en uzun köprü Vasco De Gama manzaralı Myriad Hotel önünde başlayan Honda CB 125R test sürüşü, kent içinde turladıktan sonra Atlas okyanusu kıyılarından Cascais ve Estorel’e doğru devam etti. Sintra’ya doğru ormana daldık. Yağmur bir hafifliyor bir artıyordu.
Ormanda çiseleyen yağmur yolları ıslatmıştı ama orman yolunda dahi çamurlanmıyorduk. Gökten yağan yağmur sadece su idi ve asfaltta da ormana rağmen çamur toplanmıyordu. Belki “deneyimli” Portekiz yollarını bizdeki gibi ekonomimizin temel direği yapılan inşaat sektörünün dev inşaat kamyonları doldurmadığından…
Dönüş yolu için tercih otobandan yana kullanılmış. Uzun süre sakin bir otoyolda konvoy halinde sürüş yaptık. Lizbon’a yaklaştıkça trafik artmaya ve tıkanmaya başladı. İşte asıl “sinsi keyif” o zaman ortaya çıktı. Öndeki Africa Twin hız kesip 80-120 km arasına inerken, biz de trafik arasında ikinci ve üçüncü şeritler arasında araçların açtıkları koridorda adeta süzülüyorduk. Hiç bir araç şerit değiştirmeye kalkmadı. Türkiye’deki gibi 3 metrelik araya iki araç birden girmeye çalışmadı. Her şerit aynı hızda ilerliyordu, şerit değişimi kimseye avantaj sağlamıyordu ve bunu biliyordu Portekizli araç sürücüleri.
Biz de güvenle yol alıyorduk duran trafiğin içinde yeni Honda CB 125R ile. Yeni motosiklet asıl avantajılarını tam bu noktada gösteriyordu. Şehir içinde kıvrak manevralara elverişli hafif gövdesi, rahat direksiyonu, dönüş çapı, tork ve beygir gücü yeni başlayanlar için uygun oranlar sergiliyordu. Ama kullanım kolaylığı usta sürücülerin de yabana atacağı cinsten değil. Denemelisiniz.
13.3 beygir güç ve 10 nm tork üretebilen 125 cc hacimli tek silindirli motor, mümkün olduğunca alta yerleştirilmiş, bu sayede ağırlık dengesi yere yakın konumlandırılmış. Hoparlör stili kısa egzoz, sistemin ortalama 2.5 lt’lik yakıt tüketiminin atıklarını kendini hissettirmeden salıyor.
CB125R Portekiz ilk sürüş

Yaklaşık 150 km’lik test parkuru boyunca motosikletle yol aldık. Trafikten otobana rüzgardan yağmura test şansı bulduk. Honda’nın retro tarzı neo sport cafe stili motosikleti CB ailesinin 125R modelini çok beğendim. Hoşuma giden yanları hafifliği, pratikliği, PCX’e meydan okuyan düşük yakıt tüketimi, şık ve dikkat çekici hatları, güçlü ve dengeli fren sistemi onu sevmeme yol açan nedenler arasında başa yazılabilir.
CB ailesinin tasarımcıları ve ar-ge ekibi üç Japon mühendisle sohbet şansı da bulduk. Birlikte motosiklet sürdük. Islandık. Ekibin başındaki Yuzuru Ishikawasan’ın kullandıklarını saymıyorum, geliştirdiği motosikletlerin bir çoğunu ilk kez duyduğumu itiraf edeyim.
CB ailesinin üç üyesi

Yeni CB ailesini kısaca hatırlatayım. Honda’nın eski modellerine gönderme yapan retro yansımalı CB ailesinde 125, 250/300 ve 1000R diye üç model bulunuyor. Üç diyorum, 250 cc’lik CB sadece Türkiye için üretilecek ve Türkiye’deki 300 cc’lik CB satılmayacak. (Motorda hacmi küçülten basit değişiklikler söz konusu izlenimi aldım. Aynı taktik temmuz ayında yollara çıkacak yeni Forza için de geçerli olacak. Avrupa için 300 cc olarak geliştirilen yeni Forza, Türkiye’ye küçük değişiklik ve 250 cc hacimli motorla gelecek.)
CB 125R retro tadında yeni nesil premium motosiklet

Honda yeni CB ailesi ile başlangıç seviyesi motosiklet segmentine premium yorum getirmiş. Bu gerekliydi de. Özellikle Türkiye’de geride kaldığı bu sınıfa sıradan bir tat yerine, LED farlı, dijital gösterge panelli, gelişmiş ABS ön fren sistemli şık bir motosiklet çok yerinde bir karar. ilk partide 88 adet ithal edilen bu motosiklet, hemen tükenmiş. Her ay belli miktar ithal edecek olan Honda Türkiye’deki, yeni CB serisi ile 3 bin adete yakın satış hedefliyor bu yıl.
Geçmiş yılların neo sport motosiklet tarzının güncelleştirildiği retro görünüm, öndeki yuvarlak LED farda günümüz teknolojisiyle buluşumuş. LED far sistemi arkada sele altında fark edilecek yerde konumlanıyor. Frenajlarda motosikletin fren yaptığını vurgalamak için güçlenen yeni LED farlar etkili ve göze de hoş geliyor.
ABS sistemi de şehir içi ani frenlemelerde olmazsa olmaz bir güvenlik önlemi olarak yerini alıyor. Ön tekerdeki ABS, ön ve arka freni neredeyse yarı yarıya birlikte devreye alıyor. Bu özellik sürüş sırasında ani fren, yumuşak fren gibi senaryolarda daha fazla direksiyon ve motosiklet hakimiyeti anlamına geliyor. IMO destekli yeni ABS sistemi CB125R modelinin en önemli avantajlarından biri. Bu arada ön 296 mm, arka 220 m disk çapına sahip.
Hoş metro tasarım ile yakıt cimrisi motorun şık kombinasyonu…

2018 yılının üzerinde en çok konuşulan motosikletlerinden biri olmaya aday olan yeni CB ailesi sıradışı ve şık çizgileri ile gönlünüze, 126 kg’lık boş ağırlığı, 2.5 litrelik (Testte yakaladığımız değer) yakıt tüketimiyle kullanım sırasında cebinize dost bir motosiklet. Geliştirme ekibinin ikinci ismi K. Yamazaki bu çalışma için epey mesai harcadıklarını ama zaten diğer Honda modellerinden de deneyime sahip olduklarını söyledi.
İlk alımda 125 cc’lik motora bu para ödenir mi denecek bir fiyatı var ama yeni nesil bir motosiklete binmenin ve farklı olmanın bedeli denmiş. Bu motosiklet yolda sizi farkettirecek, filo motoru gibi görünmeyen, genç sürücüler için kendini ifade yöntemi olmaya aday. Bir nevi Bağdat Caddesi veya Nişantaşı motosikleti.
Sele konforu CB125R gibi bir cafe racer tarzı motosiklet için tatminkar. 150 km’ye yakın kullanım bittiğinde rahatsızlık yaşamadık. Buna karşın arka yolcunun kullanacağı arka ayaklıkların konumu yüksek. Arkaya yolcu alabilirsiniz, ama alüminyum ayaklıkları işaret etmeniz gerekebilir.
Gelelim vites aralıklarına. 250 cc’ye kadar olan motorlarda sanki ortak bir sorunmuş gibi. Trafikte, ara hızlanma ve yavaşlamalarda sürekli vites isteyen modeller var. Hatta zaman zaman şunu duyuyoruz, “ilk makinamı sattım ikinci motorumda da viteslere alışamadım.” Neden; çünkü başka bir vites kutusu ile tanışmayan yeni sürücüler durumdan habersizler…
Küçük bir tavsiye, satın alacağınız motorla ilgili bu gibi detayları satıcılar yerine kullanıcılarla konuşmanız. CB125R bu konuda da sınıf ortalamaları üzerinde. İyi ayarlanmış vites kutusunun, tork ve güç dengesiyle uyumu güzel.

Usta sürücünün de listesine girer. CB125R yakıt ekonomisi ve performans dengesinde ağırlıklı şehir içi kullanıma sahip usta motosikletçilerin de tercihi olacak kadar iyi. Bunu zaten hp ve nm değerlerinden anlayabilirsiniz. Üstten çift egzantrikli ve sıvı soğutmalı tek silindirli motor 13.3 ps gücünde ve 10 nm tork üretebiliyor.
Begendiğim bir başka detay ise renkli LCD gösterge paneli oldu. Hız, motor devri, yakıt seviyesi ve tüketim değerleri, vites konumu, iki ayrı tripmetre, kronometre ve zamanında vites değişimi için sizi uyaran bir hatırlatma ışığı gibi hayati bilgileri bir bakışta gözünüzün önüne getiriyor. 5 ayrı parlaklık seviyesine sahip bu gösterge paneli sadece 230 gram ve bir akıllı telefon büyüklüğünde.
Her şey o kadar ince hesaplanmış ki; öne doğru yatık silindir odası, optimize edilen arka maşa, merkez noktaları çok iyi ayarlanmış ön ve arka amortisör yapısı motosikletin sürüşünü gerçekten çok keyifli bir hale getirmiş.
PCX’e meydan okuyan bir değer: Tek depoyla 450 km
Ben Istanbul’da ağırlıklı olarak Honda Forza tercih ediyorum. Geniş sele altı ve arka çanta günlük işlerim için gerekli malzemeleri taşımaya yardımcı oluyor. Tork ve hp değeri İstanbul trafiğini ve yokuşlarını geride bırakmamı sağlıyor. 195 kg’lik Forza’nın yakıt tüketimi de 3,5-4 lt/100 km. Yeni CB125R ise 126 kilo ağırlığa sahip ve 10,1 litrelik yakıt deposu var. Normal bir sürüşle 450 km üzerinde yol yapabilir. PCX gibi yakıt cimrisi bir scootera meydan okuyor. Yeni CB125R test için Honda Motosiklet Pazarlama Müdürü Çiğdem Boybeyi ve Türkiye Otomotiv Editörü Ali Çelik ile Lizbon’daydık.
Africa Twin ve X-ADV’den alınanlar
Yeni CB serisinde Honda mühendisleri markanın diğer büyük motosiklet modellerinden yararlanmışlar. 250/300 ve 1000R versiyonlarının da verdiği güçle mühendisler Africa Twin’inin ön kaliperlerini, X-ADV’yi hatırlatan 41 mm’lik amortisörleri CB ailesine de yerleştirmişler. Honda’nın usta mühendisliği en güçlü motorlarından giriş seviyesi motorlarına kadar hepsine bir iz bırakabiliyor.
Tepkiler yerinde. Test sürüşündeki diğer motosiklet gazetecileriyle de konuştuk: Honda iyi iş çıkarmış. Sürüş izlenimleri aynı yönde.
CB125R gerek tasarım dili gerekse sahip olduğu konsantre Japon mühendisliği ile etkileyici bir motosiklet olmuş.
Türkiye’de 18 bin 500 TL etikete sahip CB125R modelinin ağabeyi mayıs ayında gelecek olan CB250R ve temmuzda gelecek CB1000R olacak.
Honda CBR125R ve CBR250R, KTM Duke 125-250, Yamaha MT125-MT25, R125 ve R25 gibi sözü geçen motosikletlerin olduğu sınıfta Honda’nın varlığını hissettirecek.
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.