Her şey çok esrarengiz

Aslında başlıkta ‘gizem’ kelimesi daha uygun olurdu. Ama esrarengiz kelimesi daha ‘esrarengiz’ daha bir hava katıyor sanki.

Otomotivde global düzeyde iyi ‘gizem’ yaptı bu şubat ayı. Bir gizemdir gidiyor dünyanın dört bir yanında…  Kimi otomobil kapkara bir fondan göz kırpıyor, kimi belirsiz bir siluet ile arz-ı endam ediyor. Bu ‘gizem’de bana art arda sorular sorduruyor her zaman olduğu gibi…

Bir otomobil ne kadar merak uyandırabilir? Peki siz bir otomobili ne kadar merak edebilirsiniz? Ve otomobil tutkunuysanız merakınız nasıl daha da yukarılara tırmandırılabilir? Aston Martin’i anlarım da mini minnacık bir Japon otomobilin ne gibi gizemli bir yanı olabilir!

Buradaki anahtar kelimeler ile 3 Mart ve Cenevre. Devamında da ‘üzerinden örtüleri kaldırılacak’ otomobiller… Son dönemde her ‘uluslararası fuar öncesi’  gerçekleştirilen model tanıtımına yönelik’ kampanyalar…

Bu tip tanıtımların dünyanın ‘en kesintisiz ve şeffaf gizem operasyonları’ olduğu kanısındayım. Oksimoron ötesi bir cümle evet…

Şov başlıyor.

Şov başladı.

Şov zamanı.

Şov bitti.

Ortalama bir otomotiv fuarının giriş, gelişme ve sonuç bölümleridir bunlar.  Bir fuarın ticari işbirlikleri kurma platformu olma özelliğini bir yana bırakıyorum. Ürün tanıtımı açısından ‘sürpriz yumurta’ dediğimiz şey çoçukluğumuzda kaldı yani…  Şöyle ki birkaç gösteri amaçlı, onlar da hayata geçirilmesi ‘şimdilik’ zor uçuk kaçık tasarımlar dışında, görmediğimiz pek de bir şey kalmıyor fuarlardan önce.  Mesele Japon gazeteci ve mühendisler gibi yeni bir otomobilin civatalarını  dahi fotoğraflamaksa diyecek bir şey yok tabi.

Şov süreci zaten otomobilin test döneminde ‘tesadüfen’ objektiflere yakalanmasıyla başlıyor. Aradaki gelişmeleri geçiyorum. Prömiyer öncesinde de vites topuzundan başlayıp ön çamurlukla devam edip farına , jantına kadar bir puzzle gibi fotoğraflarla devam ediyor. Bakınız Honda Civic Type-R, Aston Martin…  Bir fotoğraf, bir tane daha, bir tane daha… Sosyal medyalar, hashtaglar… Bir başka yöntem olarak ve genellikle de fuardan kısa bir süre önce yeni bir model, hakkında hiçbir boşluk bırakmayacak şekilde hem görsel hem içerik olarak tanıtılıyor.

Bütün bunlar bir yana modern zamanlarda artık fuar alanı toplam metrekare olarak baktığımızda çok çok büyük. İnternetin hayatımıza dahil olmasından beri zaten dünyanın her yanı her daim bir fuar ortamı haline gelmedi mi? Hem de 510.072.000, yazıyla beşyüzonmilyonyetmişikibin kilometrekarelik alan üzerinde. Hadi bunun suyla kaplı 361.126.221 kilometrekaresini çıkarın, kalan 148.939.062 kilometre alanda…

Ezcümle, bizimkisi gibi satış odaklı olanlar bir yana, uluslararası fuarların artık ürün tanıtımı açısından zaten çoktan başlayan bir şovun tepe noktası olduğunu söyleyebiliriz.

Aslında ‘tüm paydaşların bir araya geldiği çok büyük bir parti’ desek daha yerinde olur…

 

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.