Bursa’da yaklaşık 15 gün önce balayan ve halen Oyak Renault Otomobil fabrikasıyla bazı yan sanayi fabrikalarında devam eden işçi eylemlerinde Ford hareketliliği yaşanıyor.
Üretimi önce tedarik sıkıntısı nedineyle durduran, daha sonra işbaşı yapmayan çalışanlarını işten çıkaracağı açıklamasıyla ilerleyen Ford Otosan, eylemlere Eskişehir fabrikası çalışanlarının da katılmasıyla süreçte yerini aldı.
Ford adına yapılan hafta başındaki açıklamanın ardından dün akşam saatlerinde Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün’den “Bütün arkadaşlarımızı üretime davet ediyorum” açıklaması geldi.
Genel Müdür Yenigün’ün açıklaması bazı ajanslarda yayınlandı.
Habere göre Ford tesislerinde işbaşı yapmayı reddedip, fabrikanın kapısı önünde bekleyen işçilere karşın, düşük de olsa bir grup işçi üretim gerçekleştiriyor.
Eylemlerin başından bu yana ilk kez konuşan Ford Otomotiv Genel Müdürü Haydar Yenigün, şirketlerinin üretime devam etmek zorunda olduğuna dikkat çeken bir açıklamayı dile getirdi.
Genel Müdür Yenigün açıklamasında kayıpların geri kazanılabilecek boyutlarda olduğunu belirterek, şunları belirtti:
“Bu, işler bugün yarın sonuçlanmaya başlamasıyla birlikte geri kazanılacak bir kayıptır. Dolayısıyla yılın tamamını etkilemeyeceğini düşünüyorum. İşe gelmeyen bütün arkadaşlarımızı üretime davet ediyorum” dedi.
İŞÇİLERDEN GELEN TALEPLERİ HAKLI BULUYORUM
Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün açıklamasında, Bursa’da otomotiv sektörü ve yan sanayinde başlayan rahatsızlığın diğer bazı illere de sıçradığına dikkat çekti.
Yenigün, işbaşı yapmayan işçilerin talepleri konusunda ise “İşçilerimizden gelen talep var. Ben onlardan gelen bütün telepleri haklı talepler olarak algılıyorum. Çünkü netice itibarıyla bir sıkıntıları varsa, onu dile getirecekler ki, bizden destek istiyorlar, çözmemiz için. Ancak bu sefer ki talepler daha farklı bir formatta ortaya çıktı” dedi.
Yenigün şöyle devam etti:
“ÜRETİM HİÇ AKSAMADI”
“Bunun neticesinde bazı fabrikalarda, bazı işletmelerde üretim durdu. Bazılarında işçiler o fabrikadan çıkmak istemediler. Seslerini duyurmak istediler. Bunların hepsi çok beklediğimiz uygun yöntemler değil, isteğin gerçekleşmesi açısından. Geldiğimiz noktada bizim fabrikamız hala açık, üretim yapıyoruz. Ancak üretim yaparken de çalışma arkadaşlarımız bir önceki dönemde olduğu gibi huzur içinde çalışmak istiyorlar. Bu huzuru oluşturmak bazen zor ve sıkıntılı olabiliyor. Şimdi iki grup insan var. Bunların bir grubu fabrika içinde çalışma yapanlar. Diğer grup bu çalışmaya katılmayıp kendileri söylemde bulunan arkadaşlar. Aslında bizim Gölcük’te üretim hiç bir zaman için aksamadı. Bir grup arkadaşlarımız üretimlerine devam ettiler. İşçilerin iki talebi var. Bir tanesi sendikal olarak bazı talepler. İkincisi ücret artısı talepleri. Ücret artışı talepleri, sendikal anlaşma dönemi dışında olmamız ve hali hazırda geçerli bir toplu iş sözleşmesi olması dolayısıyla esasında ortada değişik bir duruma meydan veriyor. Örneğin bu hareketler grev de değil. Grev olabilmesi için toplu sözleşme olması lazım. Halbuki ortada geçerli bir anlaşma var.”
Haydar Yenigün, bugünkü durumun alışık olanlardan farklı olduğunu tekrarlarken, kendisinin işçilerle görüştüğünü taleplerini dinlediklerini, onlara bilgilendirmelerde de bulunduklarını belirterek şöyle devam etti:
“MEMLEKET İÇİN ÜRETMEMİZ LAZIM”
“Bizim ortak amacımız aslında huzur ve barış ortamının bozulmaması. Önümüzdeki dönemde bunlar, çalışmaların başlamasıyla giderilebilecek sonuçlardır. Bunun uzaması durumunda tabi sıkıntı yaşayabiliriz. Sonuçta değişik bir durumla karşı karşıyayız. Yavaşlamamamız gereken bir dönemde yavaşladık. Bu, yine de işlerin bugün yarın sonuçlanmaya başlamasıyla birlikte geri kazanılacak bir kayıptır. Dolayısıyla yılın tamamını etkilemeyeceğini düşünüyorum. Bizim memleket olarak, şirket olarak üretmemiz lazım. Bütün arkadaşlarımızı üretime davet ediyorum. Gelmeyen arkadaşlarımızı da. Biz MESS üyesi olduğumuz için de MESS’in sağladığı ilave şartları da aynen bizde de uygulandığını, aynen kendileriyle paylaştım. Ben birkaç gün içinde arkadaşlarımın bize dönüp işlerinin başında olacaklarına inanıyorum.”
