Filo kiralama pazarında Renault önde, 2. değişti

Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de otomobil firmalarının en önemli müşterileri filo müşterileri. Türkiye’de kamu, özel tüm filo kiralama araç sayısının 2 ile 2,5 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor. Resmi rakam TÜİK tarafından açıklanmıyor.

Bu rakamın yaklaşık yüzde 12’si filo kiralama şirketlerinin kontrolünde. Diğerleri kamu alımları ile şirketlerin kendi filoları için yaptıkları satın almalardan oluşuyor. Kiralık oto şirketleri 2019 yılını krizden çıkış yılı olarak kabul etme eğiliminde.

TOKKDER Başkanı İnan Ekici, 2020 yılından umutlu olduklarını ve büyüme rakamına paralel işlerin biraz daha artacağını söyledi.

Türkiye otomobil satışlarının 2017 yılı sonundan itibaren düşüş trendine girmesinde filo satışlarının düşmesi de etkili oldu. Yılda 350 bin adetlerde gezinen filo araç satın alımları 2019 yılı ilk 9 ayında sadece 25 bin adet olarak gerçekleşti.

Yıl sonuna kadar 15-20 bin aracın daha filolar tarafından satın alınması bekleniyor. Bu da filo alımlarını 3 milyar TL’lik bir yatırım ve 45 bin civarı bir araç satın almayla yüz yüze bırakıyor.

TOKKDER, bu yıl 9 ayda 25 bin arabanın filolar tarafından satın alındığını açıkladı.

Bu yılın son üç ayı itibariyle toplam araç pazarının 480 bin adetlere yönelmesi; buna karşın şirketlerin stoklarının kalmamasından dolayı, bu rakamı yakalamakta güçlük çekmeleri de ayrı bir ironi olacak. Temmuz, ağustos ve eylül aylarında ellerindeki otomobilleri satacak müşteri bulamayan bazı şirketler; kasım ayından beri müşterinin talebine karşılık gelecek araçları temin edemiyorlar.

Geçtiğimiz hafta TOKKDER (Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği) bir toplantı düzenledi. Ve 2019 9 aylık bilançoyu açıkladı. Filo kiralama konusunda kaynak olmadığı için toplantı önemliydi.

Başkan İnan Ekici, yönetiden Leaseplan Genel Müdürü Türkay Oktay ve Hedef Filo yöneticisi Önder Erdem ile birlikte gazetecilerin karşısına geçti. Kendi sunumunu yaptı, ardından soruları yanıtladı. Operasyonel leasing şirketlerinin BDDK denetimine geçmesi isteğine de cevap verdiler. Araba kiralama işinin hemen tüm yönlerine yönelik soruları cevapladılar.

Biz bu tartışma noktasına gelmeden önce Türkiye filo pazarı ile ilgili son bilgileri paylaşalım.

Operasyonel araç kiralama sektörü 2019 ilk 9 ayında yaklaşık 2,9 milyar TL yeni araç yatırımı yatı. Bununla birlikte sektörün aktif büyüklüğü 28,5 milyar TL’ye yükseldi. Geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 17,3, 2018 yılı sonuna göre yüzde 12,3 daralan operasyonel araç kiralama sektörü filolarındaki araç sayısı ise 284 bin adete yükseldi.

Başkan Ekici’nin 2019 yılına yönelik genel değerlendirmesi ise şöyle: “Yaklaşık olarak 2015’e geri döndük. 2019 yılını yüzde 12,3 daralmayla kapatacağımızı tahmin etmekteyiz. Müşteri adetlerimiz 64 binlerden, 44 binlere geriledi. Biz, sektör olarak satılan her 100 yeni otomobilin 20’sini alıyorduk. Bugün 10-12 adetlere düştü. Otomobil pazarının daralmasının sebeplerinden biri de bizim daralmamız. Dolayısıyla, Türkiye otomobil pazarındaki kaybın 100 bin adedini günlük ve uzun dönemli kiralama sektörümüzden kaynaklı olduğunu söyleyebiliriz.”

KOBİ’leri daha çok etkileyen daralma, ticari araç kiralama operasyonlarını da beklentilerin uzağında bıraktı

KOBİ’ler da kurumsal firmalar da küçüldü

Bu yıl kiralık oto piyasasının en zorlandığı yer KOBİ müşteriler oldu. TL kontrat zorunluluğu ve faizlerin çok yüksek seyretmesi sebebiyle kurumsal müşterilerden de araç parklarını küçültenler oldu.

2018 ağustosundan sonra bazı firmalar ellerindeki eski araçların sözleşmelerini uzatarak, yüzde 30-40’lara çıkan faizlerden korunmaya çalıştılar.O dönemde sıradan bir kiralık araba aylık kirası 8 bin liralara çıkmıştı. Faizlerdeki düşüşle beraber bu rakam şimdilerde 3-4 bin liralara geldi.

Oto kiralama tercihleri:

TOKKDER raporuna göre, ilk 9 ayda Renault yüzde 26,9’luk pay ile Türkiye operasyonel araç kiralama sektörünün araç parkında en çok tercih edilen marka oldu. Renault’yu

  • yüzde 13,3 ile Fiat,
  • yüzde 13 ile Volkswagen,
  • yüzde 10,3 ile Ford markaları takip etti.
Kiralık oto pazarı en çok Renault ile anlaşıyor.

Önceki yıllarda ikinci sırada Volkswagen markası geliyordu. Bu yıl ikinci değişmiş oldu. TOKKDER önceki dönemin kiralık araba markaları listesini açıklamıştı.

Bir kaç yıl önce yollarda bolca görülen yeni D segmenti lüks kiralık araçlar ise artık yakıt sınırı, hafta sonu sınırı gibi engellere tabi olmaya başladı. Yani kiralık filolarda ise C segmenti ön planda. Eskiden kalan araçlarla birleştirince Sektörün araç parkının yüzde 49’a yakını C kompakt sınıf araçlardan oluşuyor.

Küçük segment B sınıfı otomobiller yüzde 28,9, üst orta sınıf araçlar ise yüzde 14,1 paya sahip.

Ayrıca, dizel motorların en büyük isteklisi filolar. Toplam sektörün araç parkının yüzde 93,4’ünü dizel araçlardan oluşuyor.

Otomatik vitesli araçların payı ise yüzde 56,8 olarak hesaplandı.

Yine filo kiralama şirketleri 2018 yılında da vergi memuru gibi çalıştılar. 2018 yılında yaklaşık 5 milyar 271 milyon TL vergi ödeyen operasyonel araç kiralama sektörü; 2019 yılının ilk 9 aylık döneminde yaklaşık 1 milyar 713 milyon TL vergi ödeme toplamına ulaştı.

TOKKDER BDDK ile masaya oturdu

Önceki yıllarda filo kiralama şirketleri zor bir dönemeçten geçtiler. Kimisi battı, kimisi bankalarla anlaştı. Bunların sayısının üç olduğunu dile getiren TOKKDER Başkanı İnan ekici, “Oysa bütün sektör mahvoldu gibi bir algı oluştu. Oysa iflas eden şirket zaten krizdeydi. İkinci şirket de onunla aynı patrona sahip bankanındı. Diğer şirket ise alacaklı bankalarla masaya oturup anlaştı. Borçlarını yeniden yapılandırdı ve youna devam ediyor. Yoksa filo kiralama şirketlerinde sorun yok” açıklamasını yaptı.

Ekici, sektörün durumu hakkında son rakamsal verileri de açıkladı: “Kiralık oto sektörü 2018 yılında yüzde 11,5 daralmıştı. Bu sene ilk 9 ayda geçen seneki daralmanın da üzerinde bir daralma yaşadık. Şu anda geldiğimiz rakam yüzde 12,3. Dolayısıyla, operasyonel kiralama sektörü son 21 ayda yaklaşık olarak yüzde 22,5 daraldı.

Derneğin 2019 yılı içinde BDDK ile de masaya oturduğunu söyleyen Ekici, “BDDK bizim mevduat toplamadığımızı, bu nedenle de niye kapsama alanına girme isteği olduğunu anlayamadığı için konuyu gündemden çıkardı. Zaten o istek gereksiz bir haberdi.

Bu konu ile ilgili birtakım girişimler oldu. Dernek olarak doğru tepkiyi verdik. Dünyada örneği olmayan bir şeyin, neden yapılamayacağını Bakanlık ve BDDK’ya anlattık.

Daha sağlıklı ve güvenli bir sektörü oluşturabilmek adına derneği, birlik statüsüne getirme isteğimiz var. Bununla ilgili de faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Daha şeffaf, güven ve kalite standartlarına dayalı bir yapıya sahip olmak için çalışıyoruz.

Bu girişimimiz başarılı olursa; geleceğe daha güvenli bir büyüme ile sektörümüzü güçlenerek taşıyacağımıza inanıyoruz.” şeklinde konuştu.

2020 yılında ne olacak:

Faizlerin yeniden yıllık yüzde 12-13 seviyelerine indiğini ve filo şirketlerinin bu oranlardan kaynak bulabildiğini söyleyen Ekici, “2020 yılında yüzde 2-3 ekonomik büyüme mümkün. Bu nedenle faizler yüzde 16-17 seviyelerine çıkmaz. Kamu borcu düşük. Dolarizasyona karşı tedbirler kısmen de olsa işe yaradı. 2020’yi pozitif algılıyoruz. Gelecek sene operasyonel kiralama sektörünün yüzde 7-8 oranında büyümesini bekliyoruz.”

Bankalar filo kiralamaya yöneldi

Bu arada TOKKDER yöneticilerine biz de son gelişmeleri sorduk. “En büyük sorunlardan biri olarak faizleri gösterdiniz. Bu durum, finansmanı elinde tutan kurumların kiralama sahasına girmesine yol açtı. Bu devam edecek yeni bir trend mi? Sizlere finansman sağlamak yerine, kiralama yapmaya devam edecekler mi?” diye özetlediğimiz eğilime, yanıtları; “gelecekleri varsa, görecekleri de var” der gibi oldu.

Sorumuza İnan Ekici şu yanıtı verdi:
“Bu iş bir bankacılık faaliyeti değil. Son dönemlerde Avrupa’da bu işi yapan bankaların hızla geri çekildiğini görüyoruz. Çünkü işin ağırlığı finansal kiralamadan operasyonel kiralamaya yani kiralama süresince hizmet tarafına kaydı. Sektörümüz uzmanlık gerektiriyor. Biz, aracın nasıl satın alınması gerektiğini biliyoruz. Biz, aracın hasar yönetimini biliyoruz. Bakımını, lastik tedarik sürecini ve ikinci el değerlendirmesini, yönetimini çok iyi biliyoruz. Sonuç olarak, operasyonel kiralama işi tek başına bir finans işi ya da bir otomotiv işi değil, komple bir hizmet paketi. Operasyonel kiralama alanında faaliyet göstermek isteyen kurumların ancak bahsettiğim bu konularda kendilerini geliştirirlerse bu işte başarılı olabileceklerini düşünüyorum. Kolay bir iş değil ancak sistemi doğru kurgularlarsa yapabilirler.”

Ekici’nin sözlerini Leaseplan Genel Müdürü Türkay Oktay şöyle tamamladı:
“İsteyen herkes bu pazara girebilir. Tecrübe, deneyim ve ölçek çok önemli. Bizim gördüğümüz, bankaların iştahının artma sebeplerinden bir tanesi kendi işlerinin daralması. Ellerindeki belirli kaynakları plase etmek durumundalar. Onlar bizden daha fazla daraldılar. Kendilerine tavsiyem şudur; Bu işin mutfağını iyi yönetmeniz lazım. Mutfağı iyi yönetemezsiniz rekabet edemezsiniz.”

 

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.