Fiat 126 Bis; İtalya’da doğdu Türkiye’de Range Rover oldu

Küçük otomobil döneminin ekonomik ve efsane çözümlerinden biriydi. Kutu gibi, dörtgen yapısı onu daha kullanışlı gösteriyordu. Fiat 126 Bis, yollarda sıkça karşılaşmadığımız fakat bir çoğumuzun gözüne mutlaka çarpmış bir otomobildi.

Ufak tefek ölçüleriyle diğer otomobillerden oldukça farklı. Eğer bir 126 Bis gördüyseniz kucaklayarak evinizin salonuna koymak isteyebilirsiniz.

126 Bis, FIAT tarafından 1972-2000 yılları arasında üretilen mini sınıfı bir otomobildi. İlk olarak 1972 yılında Torino Otomobil Fuarı’nda gösterilmiş ve ardından satışa sunulmuştu. Oldukça da sevildi ve döneminin en popüler otomobili olmayı başardı.

Bu sefer günümüz otomobillerine daha yakın, geçmişinden de kopmamayı başarmış olan bir retronun yanındayız. Kendisi Range Rover görünümlü bir 126 Bis… Evet, yanlış değil, kendisi Range Rover’in Sport modellerinin tasarımından etkilenerek, modifiye edilmiş bir 126 Bis.

Murat Bey, lise yıllarında araba almak için uzun soluklu bir maceraya atılıyor. Onlarca marka ve modeli elinden geçirmiş ama yine sonunda hayali olan arabayı almaktan vazgeçmemiş. Kader, 126 Bis ve Murat Bey’in yollarını İstanbul Esenler’de birleştirmiş.

Murat Bey’in hayali onu Range Rover görünüme çevirmek. Tabii 126 Bis ile başına neler geleceğinden henüz habersizdir… Kendisi ve otomobil ustası ağabeyi bu proje için ellerini, kollarını sıvayıp yenileme operasyonuna koyulmuşlar. Her ne kadar zor olsa da tamamlanacak. Başka yolu da yok; hayali bu!

2006 yılında projeye başlanıyor. Başlanıyor da her şey eksik, ortada takılabilecek tek bir parça bile yok. 126 Bis’e orijinal parçaları hariç uyum sağlayacak hiçbir parça bulamıyorlar! İşte usta ağabeyimiz yeniden ve kendi malzemelerinden Range Rover parçalarının mini versiyonunu üretmek için işe başlıyor.

Arabayı tamamen yenileyerek ilk işe başlıyorlar. Tamamı sökülüyor, eksik parçalar alınıyor, yeni parçalar alınıyor… Araba daha önce nar çiçeği rengindeymiş, fakat Murat Bey kendi tercih ettiği kırmızı renk tonu için; arabasını kaporta-boya işlemlerine yani “yavru vatan” Bursa’ya gönderiyor.

Bursa’da Fiat 126 Bis hayranları hayli çok, en iyi motor ustaları ve en iyi kaporta ustalarının çoğu da Bursa’da işlerini yapmaya devam ediyor. Murat Bey’in kırmızı çiçeği Range 126 Bis’i ise güzel ustaların elinden çıktıktan sonra; yine usta ağabeyimizin ellerine geri döner.

Farlar! Ustamız Range Rover farlarının boyunu hesaplayarak mini hale getirmeyi başarıyor. Farlar tamamen sıfırdan çizilmiş ve yapılmış bir kalıpla tamamen kuralına uygun olarak hazırlanıyor. Saclar kaynatılıyor, eğiliyor, bükülüyor… Mercekli farı, sinyalleri, uzun ve kısaları… Her şey hazır.

Bu arada üretilen parçaların hepsi uydurma değil tamamı el işçiliği! Zaten uydurmak bile pek mümkün görünmüyor, Fiat 126 Bis gibi kendi boyutunda hiçbir Range Rover modeli de yok. Ustamız bu sefer panjura da el atıyor. Panjur parçalarının da nasıl olduğunu öğrendik ve bizi en çok şaşırtan da logo oldu…

Aracın logosu bir kaşıktan üretilmiş… Bir kaşık! Kaşığın ağız kısmına işlem yapılarak Bis modeline uygun bir Range Rover tasarımlı ve üzerinde FİAT 126 BİS yazılı yeşil zeminli logo tasarlanmış. Panjurun devam eden iç kısımları ise yine sac ve demir tellerin işlenip, 126 Bis’e uygun hale getirilerek yapılmış.

Daha şaşırtıcı olan şeyler de var elbet, bu sefer ustamız otomobilin tamponlarını işlemeye başlıyor fakat tamponlar fiber ya da plastik değil. Ustamız yeniden el işçiliğini konuşturarak, ağaç ürünlerinden bir araya getirdiği malzemelerle tahta tamponlar üretiyor. Tamponların iç detayları ise yine sac malzemelerden üretilmiş.

Tahta tamponlar, Range Rover tasarımından esinlenerek hazırlanmaya devam ediyor fakat malzeme almaya giderken ufak bir talihsizlik yaşanıyor. Ön tamponumuz Bayrampaşa’da bir kazanın kurbanı oluyor. Sanırım buradaki asıl kurban ise çarpılan adam çünkü tahta ön tampon sapa sağlam yerinde duruyor. Tampon, tahta olduğu için mi kırılmadı yoksa Range Rover tasarımı olduğu için mi orası hala sır gibi merak konusu…

Murat Bey; “Biz de çok şaşkınız, arka tampon henüz kazaya karışmadı onu da bilerek çarparak sorumuzun cevabını öğrenmek istiyoruz.” Diyerek bizleri güldürmeyi de ihmal etmedi. Arka bagajda yer alan tasarımlar da yine birebir küçültülmüş ve el işçiliğine sahip.

Jant üretiminin maliyetinden olsa gerek araç sahibi Murat bey, jant tercihini x markanın Range Rover jantlarına benzeyen bir modelden yana yapmış. Biz eminiz ki usta ağabeyimiz imkanı olsaydı jantları da kendi üretirdi. Bu ebatlarda jant ve lastik bulmak normalde bile zor ama yine de benzetilmek için bayağı uğraş verilmiş.

Uğraş dedik dedik, bayağı da uğraştık… Arabanın dışı kadar içine de çok çok fazla emek verilmiş. Şöyle ki; arabanın içi de, evet içi de tamamen Range Rover tasarımını ele alarak yapılmış. Hem de aktif kullanılabilir bir şekilde tasarlanmış tabi klima gibi bazı detaylar yer almıyor.

Fiat 126 Bis projesini Range Rover’den ayıran en önemli fark ise yine el işçiliği ve malzeme farklılığı olarak gözümüze çarpıyor. Genelin aksine bu otomobilde direksiyon, torpido, konsol ve vites gibi parçalar tahtadan üretilmiş.

Aracın içindeki bizi karşılayan ilk parça direksiyon oluyor, bu küçük Range Rover’a binerken direksiyondan destek almadan binmek biraz zor. Direksiyon sac, tahta ve deri olarak üç ayrı parçadan üretilmiş. Korna kısmı deri ile kaplanmış ve üzerinde 126 BİS yazılı ahşap bir detay var.

Konsoldaki, petek çıkışlarının tamamı aktif şekilde kullanılabiliyor. Konsol, camdan arka koltuğa kadar uzanıyor ve şekil itibari ile Range Rover modellerini aratmıyor. Konsolda yer alan dijital ekran, hem ses sistemi hem de navigasyon olarak kullanılabiliyor, klima analoğu ise maalesef çalışmıyor. Yine de orada bulunması bile güzel bir detay, rengi sebebiyle konsolun renk şemasını tamamlıyor.

Kapı döşemeleri ve koltuk döşemeleri, torpido gibi deri bir şekilde hazırlanmış. Döşemelerin renkleri, torpido ve araç dışının rengiyle uyum sağlanması için hazırlanmış. Farklı renk kombinasyonları aracın içinin de yapılı olduğunu göstermek için fazlasıyla yeterli olmuş.

Bayağı da ilgi çekmiş olsa gerek, çünkü ülkemizde birazcık önyargı ile kabul gören bu otomobilimiz İtalya’ya kadar gitmiş. Gerçek, gerçek… Bu küçücük, minicik 27 beygirlik yolda gitmez, bayır çıkmaz, ve çok eski bozulur dediğimiz bu ufacık-tefecik otomobil… haksızlık etmesek mi? Bu Mini-Range Rover, Fiat 126 Bis’ler için düzenlenen festival nedeniyle Türkiye’den İtalya’ya anavatanına bir yolculuk yapmış.

Murat Bey’in projesinin tamamlanması 3 yıl sürmüş. 3 Yıl boyunca verilen emeklerin karşılığını da 9 yıldır Mini-Range Rover’ını yani Modifiyeli 126 Bis’ini aktif olarak kullanarak alıyor. 12 yıldır sahibi olduğu aracını hala kullanmaya devam ediyor. İtalya’dan, Artvin’e çok geniş ve uzun bir yol mesafesiyle çıkardığı keyifli günlerin sayısı da bir hayli fazla.

Üzerinde çok fazla emek ve vakit bulunan bu FİAT 126 BİS artık efsane araçlar, klasik araçlar ve proje araçları kategorileri arasında yerini almak için bekliyor. Dikkatlerin üzerinde toplanmaması mümkün bile değil, Mini-Range Rover’ımız neredeyse 20 sene ve üzeri önce üretilmiş fakat hala tek parça ve ayakta.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.