Eski otomobile veda halleri

Bir objeyle gönül bağı kurulabileceğine inanlardan mısınız? Çok sevdiğiniz birinin hediyesi olmasa da…

Ben inanmıyordum.

Taa ki, fare lakabını taktığım gri Fiat Palio’mu yetkili satıcının yıkama bölümünde görene kadar. Halbuki isim bile takmışım. Buna rağmen farkında değilmişim…

10 yıl önce yeni bir otomobil almanın, en çok da yeni araba kokusunun yarattığı heyecanla –yeni otomobil kokusuyla mutluluğun bir ilgisi olmalı- takasa verdiğim arabamı yıkama bölümünde görmüş ve arkamdan mahzun mahzun bakıyor gibi gelmişti.

Unutulmuyormuş. Unutulmuş olsa, koltuktaki çıkmayan ayran lekesine kadar eski otomobillerimizle ilgili niye her şeyi hatırlayalım ki? Eminim, birçoğumuz, sahip olduğumuz bütün eski otomobillerin plakalarını bugünkü gibi net bir şekilde hatırlıyoruzdur.

‘Fare’yi birkaç yıl sonrasında yolda seyir halindeyken tesadüfen görünce ne sevinmiştim… Eskilerden bir dosta rastlamış gibi olmuştum. Bir süre takip etmiştim ama sonra gözden kaybetmiştim.

Bu kez öyle yapmadım.

Fusion’ımıza ailece veda ettik. Hatta hatıra fotoğrafları çektirdik. Sıkıcı bir otomobildi, çok performans beklemek yanlış olurdu, hele yokuşta kaydırmaları kâbustu falan ama o ailemizin bir üyesi gibiydi. Karşılıklı pek üzmedik birbirimizi. Çünkü yanıtını alamacağımızı bildiğimiz soruları hiç sormadık ona. Sürüş işlemine çok fazla anlamlar yüklemedik.

Bu arada, en önemli soruma uzun bir süre yanıt verdiğini belirtemeden geçemem. Onu aldığımızda benim ilk kriterim yeni doğan kızımın biraz büyükçe bebek arabasının sığabileceği bir bagaj hacmiydi. Onu da sağlıyordu işte.

Şimdi 10 yaşında ve yaklaşık 150 bin kilometrede veda etme vakti geldi. Yeni sahibine şimdiden sevgiler. Belki birgün yine bir yerlerde rastlaşırız. Yeni sahip! Şundan emin olun ki, o otomobilin içinde ailece çok güzel bir enerji bıraktık.

Böylesi hiçbir standart donanımda yoktur…

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.