Bu modeller yapar böyle…

Bu sözü ilk duyduğumda henüz çocuk denecek yaştaydım. Otomobillerde ya da ticari araçlarda kimi sıkıntılar yaşandığında konudan tam da anlamayan bazı ustalar, işten sıyırmak ve sorunu çözememenin üzerlerine bindirdiği yükten kurtulmak amacıyla bu ifadeyi kullanırdı.

Oysa gerçekten acizlik ve eğitimsizlik içeren bir cümle değil mi?

Geçen hafta yazdığım emektar Vosvos’u Maslak Sanayi’de Özkan Usta’ya götürürdük. O tam bir ustaydı mesela. Arabanın bakımını en doğru şekilde yapar, sadece sesten dahi sorunu anlar ve çözerdi. O dönemlerde “examiner” yoktu, araçlarda beyin de bulunmuyordu ve bu sebeple “derdin nedir senin arkadaş” diye de sorulamıyordu tabii. Teşhis çok zordu, tedavisi nasıl olacak? Araçlar daha az elektronikti. Evet ve bu onları günümüze kıyasla daha “basit makineler” yapıyordu. Ama sonuçta en ince vidasına kadar sayarsak, otuz bine yakın parçadan oluşan bir üründen bahsediyoruz. Her bir sıkıntıyı milimetrik anlamak zor tabii ki, ama bunun için de markaların detaylı eğitimleri var, çözülmeyecek şeyler değil.

“Allah değil, kul yapısı”

İşinin ehli “ustalarımızı” tenzih ederim ama bir başka sıkıntılı cümle de “Allah değil ki kul yapısı, olacak o kadar!”dır. Güzel ustam, kıymetli beyefendi, böyle bir konuya yüce yaradanı niye karıştırıyorsun? Bu yüzden, gönül rahatlığıyla aracınızın bakım ve tamirini yaptırmak, sinirlerinize hakim, orijinal yedek parça kullanıldığına emin olabilmek adına ya markaların kendi orijinal servislerine gideceksiniz, ya da ülkemizde yükselen bir trendle görmeye başladığımız Auto King, Otopratik, Bosch Car Service gibi kurumsal tamir bakım şirketlerine yöneleceksiniz.

Bu ve benzeri firmalar hem sizi çok meraklı değilseniz asla anlayıp bilemeyeceğiniz işlemler ve çakma yedek parçadan koruyacak, hem de ellerinde hak ederek bulundurdukları kalite belgeleriyle (TSE, İSO vb) aklınızı bakıma verdiğiniz aracınızda bıraktırmayacaktır.

Köprünün üstünde kaldım

Bu işlerden anlamak diye konuşunca, kendimizden de bir anı anlatmalı. İyi-kötü bir otomotiv bilgimiz, anlayışımız vardır. Hangi ses nereden gelir, ne demek olabilir, direksiyondaki tıkırtı nedir, trim sesi nedir biliriz. Araç hangi etkiye hangi tepkiyi verir ve bundan ne anlamak gerekir biliriz. Sorun varsa kıymetli ustalarımız kadar olmasa da bir şeyler çıkartırız. Ama çözemeyeceğimiz şeyler de oluyor, bir vakit kullandığım bir aracımda tam da köprüye girerken sanki araçta siren çalarmış gibi bir ses oldu. Anlamak mümkün değil, Hasanpaşa’yı bulayım da servise çekeyim derken, sirene benzer ses aniden sustu, araç da stop etti. Köprüye ikiyüz metre kala yardımla, zar zor aracı emniyet şeridine çektim, polis geldi ve dedi ki “Bakımsız araçla köprüye girmekten ceza keseceğim!” Oysa ki ben bu konuya çok büyük önem verir ve araçlarımın periyodik bakımlarını sıkı takip ederim. Bir günahım yoktu ki. Köprü trafiğini elimde olmadan etkilemenin ve yaşadığım sorunun ne boyutta maddi manevi yaralar açacağını bilememenin verdiği sıkıntıyı anlatamam. Sırtımdan ter akıyordu. Devletin çekicisi geldi, beni aldı ve “ücreti karşılığında” servise bıraktı. Anlaşıldı ki şarj dinamosu iflas etmiş. Oysa bakımlarımı yapan özel servis beni uyarabilirdi, bu parçanın şu kilometrede kontrolü yapılmalı, kömürü yenilenmeli gibi öngörülerde bulunmalıydı. Yapmadı, sonuçlarına ben katlandım. Ne yazık ki.

Daha iki yıl önce kullandığım sıfır bir araçta içeriye sürekli yansıyan uğultu sesi için de benzeri bir yorumu işitmek beni çok şaşırtmıştı. 80’li yıllardan sonra ilk kez duymuştum “bu modeller yapar böyle” incisini. Kolay değil, bu zamanda bünyeye ters geliyor, kabul edilemez. Oysa çözümsüz değildi eminim, ama “uğraşmak” istenmiyordu. Markanın kendi öz servisi değildi firma, yetkili servisti, dolayısıyla eğitim vb tamdı, öyle olmalıydı. Ya da insan faktörünü işin içine katarsak eğitimler esnasında bu konudan bahsedildiğinde arkadaşımız Facebook’ta dayısıyla çektirdiği fotografın like sayısına bakıyordu belki de bilemeyiz. Markanın kendi servisinde olsa beş dakikada çözülebilecek bir işti ama kiralama firmasının gösterdiği yere gidebiliyorsunuz, sorun çözülemedi…

Sonuç olarak, bakım, tamir ve orijinal yedek parça kullanımı çok ciddi işlerdir ve şansa, insafa, helal süt emmişliğe, vicdana bırakılamaz. Siz siz olun aracınızı en kurumsal, en eğitimli ve gerçekten yetkili servislere emanet edin. Hata bile olsa telafisi garantide olur. Otomobilinizi ticari aracınızı sorunsuz ve sürdürülebilir şekilde kullanabilmeniz dileğiyle.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.