Son aylarda yeni bir otomobil almaya karar verip de ‘Biraz daha bekleyeyim, almışken 2014 model olsun’ diyenler yeni yılda gelen ek ÖTV haberiyle ne kadar pişmanlık yaşamıştır bilemem. Ancak geçen ay içinde ‘tecrübeli’ görüp beni arayanlara teknik olarak 2013 ya da 2014 model araçlar arasında fark olmadığını; küçük de olsa model değişimlerinin temmuz ağustosta gerçekleştiğini belirtip alım kararı vermelerini söylemiştim. Birkaç yemek alacağım oldu şimdiden! Birçok modelin fiyatı döviz, vergi ve model yılı etkileriyle birlikte geçen yıla göre yüzde 10 arttı/artacak.
İkinci el değer kaybı hesaplarıyla Ekim ayından itibaren beklemeye başlayıp Ocak’ta bir üst model yılına yazılmanın devrinin bittiğine inanıyorum. Tabii ki her yılbaşı vergi artışı yaşanmıyor ama otomobil artık kurlara bağlı, distribütör ya da bayinin stok-maliyet hesaplarıyla doğrudan bağlantılı ve gelir dengenizle orantılı bir alışveriş haline geldi. Yani imkanlarınızı, ihtiyacınızı iyice belirleyip, kredi vs imkanları inceleyip, marka ve bayiler arasında hızlı bir tura dahil olmanız gereken bir süreç istiyor.
Çalışanların birkaç yıllık birikimini ya da gelecek birkaç yıla ait tasarrufunu ipotek altına alan bir otomobil modelini satın alırken artık rasyonel olmayan değerlendirmelerin anlamı yok. Bir otomobilin yeniden değerlendirilme kriterlerinden biri olan model yılı, yapılan kilometre kadar anlam taşımıyor bugün. Manavda domates, fırında ekmek alırken harcadığınız zamanı otomobile karar verirken de esirgemeyin…
