Yüksek topukların satışlara etkisi üzerine

– Size de tuhaf geliyor mu bilmiyorum. Bana fazlasıyla geliyor. Her şey çok güzel, açılış güzel, fuara ilgi güzel de. Mayıs ayında bir fuar organizasyonu… Ne bileyim, fuardan sonra hepimiz tatil planları yapacağız değil mi? Bugüne kadar fuar sonrası dönemlerde hep tam gaz hazirana kadar çalışıyorduk… Şimdi de kasıma kadar tam gaz çalışma hevesi geldi bir an bana. Aman patron duymasın, haftaya geçer…

– Fuar organizatörlerine mi seslensem, standları düzenleyenlere mi, firmaların yetkililerine mi? Ne olur stand hosteslerine acıyın artık. Yazıktır, günahtır. Çok güzeldir, çok estetiktir. Ben de çok severim. Ama ayakta duran, sürekli hareket halinde olan biri için birkaç saat sonra işkencedir. Şu çivi topuklulardan vazgeçin artık. Daha fuarın ilk günü ne zaman tuvalete gitsem köşede ayakkabılarını çıkarmış, ayaklarını ve bileklerini dinlendiren; neredeyse ağlamaklı genç hostesler vardı. Daha 10 gün o topukluluların üzerinde duracaklar. Ve emin olun otomobil satışlarıyla 13 punt ayakkabı arasında hiçbir reel bağlantı yok. O bağlantıyı kurana da araba satılmasın zaten.

Son dakika, son dakika, son dakika…

Cannes’da da kırmızı halı üzerinde düz ayakkabı giymek yasanlanmış…

– İddia ediyorum. Türkiye’de fuar düzenlemek konusunda hiçkimse otomotivcilerin eline su dökemez. Otomotivciler Türkiye’nin en büyük sektörüne yakışır düzeyde bir organizasyonu yapıyorlar. Her biri 1-2 milyon liraya mal olan standların dünyanın en büyük fuarlarından bir eksiği yok, hatta fazlası var. Panayır ile fuar arasında farkı farkediyorsunuz. Diğer sektörlere de örnek olsun. Neyse ki fuar yönetimi de o eski kırmızı halılara veda etmiş ne iyi olmuş.

– Markaların şov-lansman-basın toplantısı karışımı etkinliklerinde de hiç olmadığı kadar düzen vardı. Son dakika bakanın ziyaret saatini değiştirmesine ve bu yüzden saatlerin kaymasına rağmen maksimum düzen vardı. Sadece bir markanın toplantısının geç başlaması yüzünden iki markanın etkinliği çakıştı. O kadar kusur kadı kızında da olur.

– Ve farkettiniz mi, kısa süreli şovlar dışında artık stantlardan yüksek sesli müzik yayını, gürültü yoktu…

– Victoria Secret mankeni Erin Heatherton dışında fuarda ‘mankenli-modelli’ tanıtım pek yoktu. Mankenden çok hostesler var. Çoğu da ithal…

– Neredeyse tüm markaların yabancı yönetici konukları fuar açılışı için gelmişler. Ancak ne var ki CEO veya başkan düzeyinde pek gelen giden yoktu yine.

– ‘Ticari araç fuarı Comvex ne olacak, kasım ayında yapılacak mı acaba’ diye merak ediyordum. Meğerse o da 2016 Mayıs’ına alınmış. Atlamışım.

Peki otomobiller bu yazının neresinde?

Yanıt veriyorum: Hiçbir yerinde…

Hele aşağıdaki satırların hiç ilgisi bulunmuyor.

Konuyla ilgisi yok ama içimde kalmasın soruyorum ve suçluyorum: Madem herkesin Mercedes’i var, benim niye yok!!!!

Hooop kime diyorum!

İtibarım yerlerde sanırım…

Peki Marie Antoinette’in ne suçu vardı? O malum repliği tarih kitaplarından silip, kadıncağızın itibarını iade edebilir miyiz artık lütfen?

Veeeee de ÖTV bakanına boşuna kızıyoruz ayrıca. En makul ve mantıklı açıklama ondan geldi bence (!) Otomobiller hakikaten çerez parasına.

Fındık, fıstığın kilosunun 80-100 TL’ye dayandığını düşünürsek…

Biz esmeri artık fındık, fıstık, badem ile besleyemiyoruz…

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.