Vergi yükümüz çok…

Ülkemizin ihracat lideri otomotivdir ve üzerindeki vergi yükü gerçekten fazladır demiştik geçen hafta. Durumu biraz daha spesifik olarak inceleyelim istiyorum…

Karar verdik bir otomobil alacağız…

Alacağımız otomobil 1600cc ye kadar olsun, mesela Mercedes E 180. Liste fiyatı 188.983TL aracın. Burada ÖTV %60. KDV ve tescil masraflarıyla araç anahtar teslimi 358.200TL’yi buluyor. Yani aracın bedeli kadar neredeyse üzerine vergi biniyor. Ya da haydi daha üst segmente çıkalım, 1991cc’lik bir E 300 almak isteyelim. 195.238TL liste fiyatı var. Burada ÖTV %110. Vergiler uygulandıktan sonra aracın bedeli 486.500TL oluyor. 291.262TL vergi ve tescil masrafları… Buyurun buradan yakın, birbuçuk araç bedeli yine vergiye gidiyor. Daha üst cc lere bakmayalım, orada ÖTV %160… Peki hangi ülkeler ne yapıyor bu konuda?

Ülkeler ve vergi oranları…

Bir çok ülke ÖTV benzeri bir vergi almıyor. KDV yeterli oluyor. Bize benzer vergi alan bir tek Danimarka var, o da aracın donanımında emniyete yönelik ABS, ESP benzeri uygulamalar varsa, emisyon değerleri düşük, ekonomik yakıt harcıyorsa, bunları değerlendirip önemli bedellerde teşvik yani indirim verebiliyor. Yani otomotivde dünya çapında vergi rekortmeni biziz. Henüz tamamı elektrikli değil, akaryakıtla gidiyor bunlar, orada da vergi şampiyonuyuz. Neden böyleyiz peki?

Vergide adaleti sağlamak amaç olmalı…

Alamadığımız vergileri yüklediğimiz belli yerler var. Bunların ilki kazancı kayıt altında olan, çalışanının tüm vergilerini, kazancını doğru gösteren kurumsal firmalar ve dolayısıyla gelir vergisine konu olan maaş alanlardır. İkincisi dolaylı vergilerle açık kapatmak; benzin, mazot, elektrik gibi kullanımı kolay kolay sınırlanamayan, tüketimi mecbur maddeler olduğu için. Böyle yüksek vergilerle birmilyonu aşkın bir pazarız, ki daha değişecek çok araç var, demek biraz vergi adaleti olsa bu pazar nerelere gelecek?

Yani…

Ülkeyi çok uzun yıllardır aynı parti yönetiyor. Onların döneminde oldu bu zamlar, demek ki konuyu doğru formüle edip ikna etmek mecburiyeti var. Bu maksatla sektörü temsil eden dernekler ortak bir misyon oluşturmalı, geçmişte benzer hareketleri var zaten, bu mantık, uluslararası örnekler, bu hareketin sağlayacağı sürümle belki de daha çok toplanacak vergi, istihdama, yan sanayiye katkıları net olarak ortaya koyulmalı, formüle edilmeli. Yaratılacak katma değer daha fazla olacağından düşünülecektir mutlaka… Bunun için de daha çok çaba sarf etmeye değer… Haydi o zaman…

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.