TOFAŞ’ın kârı 3 ayda 400 milyon

Kârlı olmak… İstihdam sağlamak… Ekonominin çarklarını döndürenlerden olmak… Kârlı olurken paydaşlarını da yaşatmak… Tofaş ilk çeyrek için 324.993.000TL kâr açıklamış. Bütçeler önceki yıldan hazırlandığından, her çeyrekte kontrol edilir, 0+12 başlangıç bütçesidir. 3+9, 6+6, 9+3 ve 12+0 final, yani gerçekleşen bütçedir. Bütçe hedefleri – gerçekleşen harcamalar her alanda sıkı bir kontrole girer. Buradan anlaşılıyor ki, kârlı bir ilk üç ay yaşamış otomotivimizin kıdemli devi.

Kârlılık nasıl mümkün oluyor?

Sınaî bir kuruluşun kârlılığının önemli bileşenleri vardır. İlk aklıma gelenler:

  • Fabrika yazın verdiği planlı duruş dışında çalışacak, boş zamanı olmayacak.
  • Üretim kârlılığı sağlanacak, bu amaçla ithal edilen parça azalacak, yerlileşme çoğalacak, robot – işçi dengesi sağlanacak, enerji kullanımında en rantabl durum yaratılacak, bu amaçla güneş, rüzgar vb temiz ve ucuz enerji kaynakları değerlendirilecek.
  • Üreteceği ürünler doğru, ihtiyaca karşılık veren, sorun değil çözüm yaratan, çağdaş koşulları karşılayıp daha da ileriye giden özellikler sunacak. Yani AR – GE şart.
  • Yurt içinden fazla, yurt dışı da hedefleri içinde olacak. Ürün planlanırken, hayata gelirken tüm dünya oyun alanı olacak şekilde kurgulanacak. Esnek olacak, birçok parçası ortak olarak diğer ürünlerle birlikte kullanılabilir olacak. Bu sayede daha sağlıklı ve ekonomik yan sanayi kapasitesi elde edilecek.
  • Şirket her alanda doğru idare edilecek, sendika, personel, çalışanların hakları, sosyallikleri, çevre sağlığı önemsenecek, devlet kurumlarıyla, rakiplerle, sektörel dernek ve kurumlarla en doğru ilişkiler kurulacak.
  • Sosyal sorumluluk projeleri desteklenecek, ülke insanına yatırım yapan, hayatlara dokunacak projeler oluşturulacak.
  • Yabancı ortaklık varsa o ortağın dünya çapındaki stratejik bir parçası olunacak, bu sayede üretim adetleri garantilenecek ve fabrika rantablitesi artacak.
  • Yetkili satıcı, servis ve tedarikçilerle şeffaf, karşılıklı güven ve kazan kazan doğrultusunda ilişkiler kurulacak.
  • Kendi içinde gerçek bir takım olacak, klasik olduğu üzere üretimciler “satış satamıyor”, satışçılar “fabrika üretemiyor” demeyecek. Bu verimsizlik getirebilecek uyumsuzluk olasılığı karşılıklı her anlamda mutabakatla çözülmüş olacak. Herkes aynı hedeflere birlikte koşacak.
  • İthal ürünlerini de doğru “transfer price” ile getirerek rekabetçi olabilecek.

Liste uzar gider ama bütün bunları çok doğru şekilde yönetemezseniz işler zora girer. Tüm dünyanın ekonomik sıkıntılar içerisinde boğulduğu bu ve benzeri dönemlerde ayakta kalmak, büyümek, ülkesine faydalı olmak gerçekten paha biçilmez bir kıymet.

Ürün hayati önem taşıyor…

Madem Tofaş dedik, o zaman biraz daha geriye giderek şirketin boyutlarını farklılaştıran, geliştiren, dünya çapında stratejik üretim merkezi olmasını sağlayan bazı kilometre taşlarının hakkını vermemiz lazım. Doksanların sonu, ikibinlerin başında bir proje olarak firmaya “getirilen” Doblo global oyunculuğu, üretimsel volümün getirilerini firmaya açarken, arkasından gelen Fiorino’da elde edilen fikri ve sınai haklarla bambaşka bir lige çıkan firma, Egea ile de hafif ticari araçlardan sonra binek araçlarda önemli söz sahibi olmayı başardı.

Strateji, vizyon, misyon?

Merkezine global paydaşlarının, çağın ve içinde bulunduğu toplumun ihtiyaçlarını koyarak ilerleyen, yol haritasını buna göre kurgulayan, ortaya bir iddia koyan ve uzun vadeli ancak esneklik de içerebilen planlamalar yapan firmalar başarıyı yakalarlar. Her şeyin başı strateji olmadan bunların hiçbirisi yapılamaz. Demek doğru strateji kurulmuş ve tüm oyun alanı buna göre doğru oluşturulmuş ki işler iyi gidiyor. Bu tür firmalarımızın daha da artarak sadece otomotivde değil diğer sektörlerimizde de var olmasını diliyorum…

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.