And the Oscar goes to…

Cem Yılmaz, bir zamanlar TRT’de katıldığı bir programda kendisine sorulan dünyanın en aptal sorusundan güzel bir ‘güldürücü’ hikaye çıkarmıştı ya. Ben de sorayım o aptal soruyu:

Neden mizah?

Boşverin yanıtı. Beklediğim bir yanıt değil aslında.

Geçen hafta çok şık, çok eğlenceli bir gösteriye tanıklık ettik Otomotiv Distribütörleri Derneği’nin Gladyatörler gecesinde. 5 yıldır düzenlenen Gladyatör ödül geceleri içinde hatırlayabildiğim kadarıyla mizahın en fazla vurgulandığı geceydi. Tam da Zaytung tadında. Arada tempo düştü ama genelde iyiydi bence.

Gecenin bir yerlerinde otomotivcilerin ‘kurumsal hayatlarının fon müziğini’ de öğrenmiş olduk. Birçok otomotiv şirketinin yöneticisi ‘kasetten canlı yayında’   Fesupanallah’ı  icra ediyordu. Ne kadar da istekle, keyifle söylüyorlardı. Hatta kim olduğunu çıkaramadığım bir yönetici bi ara kıvırıyordu sanki…

Sözler manidar. Rastgele seçilmediği belli.

Arkası gelmez dertlerimin bıktım illallah

biri biterken öbürü de başlar vermesin Allah 

böyle gelmiş böyle gidecek korkarım Allah 

yok mu çaresi dostlar fesupanallah

Bazen, aslında genelikle, anlamını bile bilmediğimiz birçok kelime kullanıyoruz günlük hayatımızda. Bilgi dağarcığımı silkeledim. Cümle içinde doğru kullanıyorum, ama anlamını biliyor muydum? Bilmiyormuşum… Halbuki sayısız eller havaya gecesinde kulaklarını çınlattık Erkin Baba’nın… Dile gelen dertler ve eller havaya. Ne yaman çelişki, ne oksimoronluk… Bu yine en masumu. Normalde boğazınız düğümlenerek dinleyebileceğiniz Dom Dom Kurşunu türküsünü bile cıstak cıstak disko müziğine dönüştürmüş bir milletiz biz. Nur içinde yatsın, hani şu 12 Eylül yasaklısı Aşık Mahzuni Şerif’in eseri…

Emin olmak için Fesupanallah’ın sözlük anlamına baktım. Sabrın taşmak üzere olduğunda kullanılan bir sözcük.

Yani küfürden bir tık öncesi.

Bazen çok karmaşık gibi duran soruların yanıtı çok basit olabilir. 

Belki de sadece mizah için mizah söz konusudur. Ama yine de…

Evrene karışık mesajlar gidiyor…

John Lennon’un “Nasıl baş edeceklerini bilmedikleri tek şey, şiddet dışı eylemler ve mizahtır" cümlesindeki mizahı mı işaret ediyorsunuz?   

Yoksa…

Padişah sürekli vergileri artırınca halkın artık ‘keçileri kaçırma noktasına gelerek’ oynamaya başladığı fıkranın taşıdığı mesaj kaygısını mı?

Umarım her ikisinde de anlayan çıkar…

Hiç sanmam.

Bilakis!

Mesela Maliye bürokratlarına gönderin o klibin DVD’sini. ‘Bu otomotivcilerin keyifleri ne kadar da yerindeymiş’ diyerek, yeni vergi getireceklerine kalıbımı basarım.

Mesajı anlamadıklarından değil, işlerine öyle geldiği için… 

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.